Haruki Murakami’nin uyuyamama hastalığı olan bir kadının uykusuz geçen yaşamından bölümler anlattığı hüzünlü kısa bir öyküsü...
Monoton bir hayat, gündelik zamanın her anında bizlerin de yaptığı gibi mutad iştigaller...
17 güne yakın bir zaman hiç uyuyamama ve bu uykusuzluk sonunda gördüğü bir kabusla hayatının yeniden şekillenmesi...
Daha çok kitap okuyarak, daha çok düşünerek zamanı kovalaması...
Murakami, bu hikayesiyle aslında bir kadının ruhsal dünyasına da uzanıyor. Kadınları anlamak, onların dünyasında tekdüze bir hayatın nasıl hezeyena sürüklediği, bu hisleri çözmeyi amaçlamıştır.
İnsanın zamanın içinde boğulduğu anlarda, kendine bile açıklamada güçlük çektiği düşünce ve duygularla nasıl mücadele ettiğini çok güzel ve bir o kadar duygusal ifade eden yarım kalan bir hikâye tadında öykü.
Düşünce çemberinde boğulan, monoton bir hayatın girdabında olan ve yarım kalan şeyleri sevenler mutlaka okumasını tavsiye ediyorum.
Bittiğinde üzüleceksiniz, ama üzülmeyin.