Gönderi

495 syf.
·
Not rated
·
Read in 19 days
"... deniz o kadar durgun, o kadar durgundur ki kimi günler, karıncalar su içer..." Böyle dinginliği olan bir denizin ortasındaki Ada ve o Ada'ya gelip yerleşen, yerleşip tutunmaya çalışan bir grup insan. Evet, bazen deniz o kadar durgun oluyor ki.. Lakin Ada'daki insanlar için aynı şey geçerli değil. Gerek önceki hayatları için gerekse Ada'ya geldikten sonraki hayatları için çalkantılı çoğunun hayatı. Bu Ada'da kardeşlik var, dostluk var, birbirini kollama sahip çıkma var. Aşk var sonra, sevginin en saf hali var. Acı ve keder... Öyle çok ki! "Bundan daha fazla acı çekeni yoktur." dediğin an daha başkası, türlüsü çıkıyor ortaya. Analar var bir de. Kendi çocuklarını savaşta kaybetse de hâlâ "oğlum" diyebilen analar var. Mücadele olmaz mı, o da fazlasıyla var. Varını yoğunu, canının cananını, malını mülkünü mübadelede kaybedip de mücadele etmeden olur mu? Çok uzun bir sürede okudum maalesef bu güzel kitabı, kitap okuyamama sorunsalımın ortasına denk geldi. Ama okurken aldığım keyif paha biçilemez. Gerek Yaşar Kemal'in kullandığı kelimeler, gerek betimlemelerle dolu anlatımı bana "ben de o Ada'da yaşayan biriyim" izlenimi verdi. O Ada sakinleriyle ben de balık tuttum, ben de gece yarılarını geçeye kadar süren dengbej sohbetlerine dahil olup onlarla birlikte mest oldum. İkili diyaloglarda bir üçüncü göz de bendim. Bir Ada Hikayesi'ne ben de dahildim.. Öyle ki koklanan menekşenin o mor rengiyle menevişlemesi bizzat görüp şahit olduğum bir şeydi sanki. Usta bir dil, önünde saygıyla eğiliyorum.
Karıncanın Su İçtiği
Karıncanın Su İçtiğiYaşar Kemal · Adam Yayınları · 20024,006 okunma
·
27 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.