Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

198 syf.
·
Puan vermedi
·
20 saatte okudu
Basıldığı günden beri pek çok sansasyona sebep olan, pek çok ülkede; Amerika’da pek çok eyalette okunması yasaklanmış, aynı zamanda basıldığı günden beri çok satanlar listesinden hiçbir zaman inmeyen hala dünyada en çok okunan kitaplar arasındaki yerini koruyan bir kitap Çavdar Tarlasında Çocuklar… Türkiye’de iki tane çevirisi vardır: Çavdar Tarlasında Çocuklar ve Gönülçelen. Gönülçelen tabii daha eski baskılarında diye biliyorum. Kitabın orijinalıi 1951 yılında Amerika’da yayımlanıyor. Ama ahlaka aykırı bulunduğu gerekçesiyle kitap sansürleniyor. Şimdi böyle başladık, kitabın başına gelmeyen kalmıyor diyebiliriz aslında :d bayağı badireler atlatıyor. Daha sonra 1978’de liselerde ders olarak okutulmaya başlanıyor bu sırada da komünizm propagandası yaptığı gerekçesiyle yasaklanıyor. 1981 yılına gelindiğinde ise ülkenin en çok sansürlenen ve aynı zamanda en çok okunan kitabı oluyor. Bugün bile kitap dünya çapında ortalama olarak 685 kopya satıyor, yani günlük:) aslında gerçekten mükemmel bir sayı… Bu kitabı Teoman vasıtasıyla almıştım açıkçası:) kendisinin bir röportajında “Gönülçelen” isimli albümünü bu kitap sayesinde koyduğunu ve bu kitaba istinaden o albümü çıkardığını söylemişti. Benim de hayranı olduğum sanatçının bu kadar değer verip önemsediği, kendisini bulduğu kitabı okuma isteği heyecanlandırmıştı. Konusuna geçecek olursak kitabın yazarı Salinger’ın yaşantısı ile kitabın konusunun çok iç içe olduğunu görmek mümkün. Ana karakterimiz Holden Cauldfiel’ın yatılı olarak okuduğu okuldan atılmasıyla kitabın serüvenine başlıyoruz. Okulundan atıldıktan sonra hayatının üç gününü anlatıyor. Yani okuldan atılıyor ve okuldan atılmasından ailesinin öğrenmesine kadar ki süreci kapsıyor. Holden o üç gün içerisinde kendi kafasına göre çıktığı yolculuğu bize anlatıyor ki karakterimiz daha 17 yaşında. Çavdar Tarlasında Çocuklar’da olay örgüsü kahraman bakış açısıyla anlatılmıştır. Yani kitabı Holden’ın gözünden görüyoruz bütün olayları. Holden karakteri onu dinleyen birisinin farkında olarak olayları anlatıyor. Holden, içinde yaşadığımız modern çap insanlarının mutsuz olduklarından bahsediyor sürekli ve insanların yapmacık, sığ oluşlarından kaçıyor. Sürekli kendi iç dünyasına saklanma durumu var. Aynı olayı yazarın hayatında da görüyoruz. Salinger 1919 yılında New York’da dünyaya geliyor. Çocukluğu ve gençlik yılları birebir kitaptaki Holden Cauldfield’la aynı. Salinger’da pek çok okula gidiyor, oradan kavuluyor, biraz problemli bir çocukluk yaşıyor. Ailesiyle yine benzer problemleri var, daha sonra bir nişanlısı ya da sevgilisi gibi bir durumu oluyor Salinger’ın, sonra Salinger askere gidiyor. Askerdeyken bu sevgilisini Charlie Chaplin’le evlendiğini öğreniyor ve sevgilisi o dönem 19 yaşında, Charlie Chaplin’de 54 gibi bir şeydi yani. Arada bayağı da bir yaş farkı var. Bu tabii Salinger’da psikolojik olarak büyük bir yıkıma sebep oluyor. Yine Çavdar Tarlasında Çocuklar onun askere gitmeden önce başladığı ve kitabını da oradayken tamamladığını biliyoruz. Kariyerinin zirvesindeyken yani aslında hedeflediği noktaya ulaşmışken bütün şöhreti bünyesinde yakalamışken 1963 yılında inzivaya çekiliyor. Buna tabii ki kimse anlam veremiyor ve Çavdar Tarlasında Çocuklar yayınlandıktan sonra büyük bir hayran kitlesi oluyor. İnsanlar saplantılı bir şekilde Holden Cauldfield hayranlığına başlıyor. Salinger’ın yolunu kesiyorlar, sürekli kitapta bahsedilen şapkayla dolaşan insanlar peşinde ve artık bir yerden sonra bir ormanın içerisinde kendisine ev inşa edip orada yaşamaya başlıyor. Yazmaya tabii ki devam ediyor ama bunları belli bir süre boyunca yayınlamıyor. 2010 yılında da vefat ediyor. Holden’ın karakteri kitabın dilini de etkiliyor. Kitabın dili konusunda açık konuşmak gerekirse okuyucuyla sürekli ilgilenilen ve sürekli okuyucunun varlığını hissettiren kitapları okumayı sevmiyorum. Yani sanki Starbucks’a gelmişim ve kitabın başından sonuna kadar hangi kahveyi alacağım konusunda çalışanla muhabbet ediyorum havasını hissediyorum. “Yapmacık ve zaruri bir iletişim”, demek istediğimi anlamışsınızdır umarım. Kitap o kadar sizinle birebirde konuşuyor gibiydi ki ben dediğim gibi kitaplarda dilin bu kadar basitleşmesi taraftarı değilim. Aynı zamanda kitapta normalde Amerika’da kullanılan dil içinde yaygın bir yer edinememiş olan “berbat etmek” terimi bu kitapla birlikte yaygınlaşıyor. Bu doğru bir şey mi bilmiyorum. Kitabı psikanalitik açıdan incelerseniz çok güzel hatta nereye gönderebilirsiniz bu kitabı, nereyle bağlantı kurabilirsiniz; Holden ve Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar kitabın karakterini birbirine bağlayabilirsiniz. Çünkü hayata karşı aynı bakış açısı var ama Oğuz Atay’ın Salinger’ı çok da sevdiğini söyleyemeyeceğim sanırım. Yine Tutunamayanlar’ı okuduysanız ne demek istediğimi anlamışsınızdır. Birde kitap hakkında var olan bir tartışmadan bahsetmek istiyorum. Şimdi kitap konusu itibariyle güzel, eğlenceli ve akıcı. Dil harici çok iyi kitap :d yani. J. J. Kennedy ve John Lennon suikastçılarının bu kitabı okuduğunu biliyoruz. Daha farklı suç örgütü liderlerinin de bu kitaptan alıntılar yaptığını biliyoruz. Bu da kitabı tartışmalı hale getiriyor. Bunun üzerine biraz düşünülebilir sanırım. Kitapta beni en çok çeken noktası kardeşi Phoebe ile olan diyaloglarıydı. Çünkü hem psikolojik açıdan hem de dil açısından kitaptaki çok ayrı bir bölümdü kız kardeşiyle konuşmaları. Ben bu kısımları çok beğendim onun haricinde dili çok da tatmin etmedi. Ama kitabı okurken gerçekten büyük bir keyif alarak ve eğlenerek okuyacağınıza eminim. Çünkü kitabı okurken bir arkadaşınızla konuşuyor gibi hissedebilirsiniz. Kitap hakkında son olarak söyleyebileceğim şey sanırım J. D. Salinger’ın hayatını anlatan ve biraz da kitaba değinen bir filmi var. 2017 yapımı “Rebel in the ryle”. Ve 2013 Netflix yapımı “Salinger” adlı bir belgesel var. Belgeseli daha çok beğendiğimi söyleyebilirim. “Pek çok insanın hakkında konuştuğum için üzgünüm. Bildiğim tek şey; size anlattığım herkesi biraz özlüyorum. Bizim Stradlater’ı ve Ackley’i bile, sözgelimi. Sanırım o lanet Maurice’i bile özlüyorum. Sakın kimseye bir şey anlatmayın. Herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra.”
Çavdar Tarlasında Çocuklar
Çavdar Tarlasında ÇocuklarJ. D. Salinger · Yapı Kredi Yayınları · 202159,1bin okunma
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.