Kusursuz olmanın tanımı nedir? Kusursuz olmak için ne yapmalıyız? Ya da en önemli soru kusursuz olabilmek için nelerden vazgeçiriz? Bu kitaptaki baş karakterimiz Işıl kıvırcık saçlı, poposu normal ölçülerden fazla, asla modaya uygun giyinmeyen ve dilindeki sözlerini akıtan bir kız. Aslında böyle olması bir sorun değil fakat o sahip olduklarından mutlu değildir. Kusurlu özelliklerinden kurtulup kusursuz olmak için verdiği çaba için neler yapmaz ki... Işıl uzun zamandır bilgisayardan kitap ve film yorumları yapan gizemli adam 'Bay S''e aşıktır bence bu aşk değil hayranlıktır. Işıl için Bay S dünyadaki en kusursuz ve en akıllı adamdır. Çalıştığı kafeye tesadüf eseri Bay S'in gelmesiyle Işıl onun dikkatini çekmek için her şeyi yapar. Fakat iş arkadaşı, yanından ayrılmayan, insanlarla mesafesini hep koruyan bir diğer karakterimiz Burak, Işıl'a bu yaptıklarının boş bir çaba olduğunu söylemesine rağmen dinlemez. Burak için Bay S hem tehlikeli hem de bir mankafadır. Bence de mankafa çünkü o karşısındaki insanı belirli kategorilere koyan sığ bir insan. Işıl kafasını o kadar onunla ve kusursuz olmakla doldurmuş ki çevresindeki her şeye kör olmuştur. Işıl'ı Bay S yolundan vazgeçirmek için Burak ve Işıl'ın ev arkadaşı Livya ne yaparsın yapsın başarılı olamaz. Işıl artık Bay S'e bir nefes kadar yakındır ve adamın bütün dikkatini üzerine çekmiştir. Bütün bunlar için ise Işıl hayatında onu Işıl yapan her şeyi geri de bırakır. Peki Bay S bunları hak ediyor mu? Işıl uzun zamandır hayalini kurduğu adamın gerçek yüzünü öğrendiğinde hala isteyecek midir? Ya da en önemlisi geriye dönüp baktığında vazgeçtiklerini bulabilecek mi? Kesinlikle kitapta Bay S ve onun kendi çevresinden nefret ettim. Bu konuyu tartışmaya bile gerek yok. Işıl'a bazı sahnelerde çok kızdım hele Burak'a söylediği kırıcı sözlerde. Fakat yine de onun ve Burak'ın olduğu her sahnede kahkahalar attığım doğrudur. Bir insanın arabası sihirli kelimeyle açılmaz demeyin. Bence Işıl sahip olduklarıyla kusursuz! Burak ise en sevdiğim karakterlerin başında dememe gerek yoktur. Onun duygularını anlamak biraz zor olsa da yazar kitaba onun sevgisini çok güzel serpmiş. Burak ve Işıl'ın ya da Broke ve Light'ın maceralarını daha fazla okumak isterdim. Livya soğuk tavırlarıyla, kimseyle muhatap olmaz bu kız derler ya dışarıdan baktığında o da aynen böyle. Fakat her şeyi göründüğü gibi değildir. Livya'ya tek kızdığım nokta Işıl'a çok önemli bir konuyu söylememesi, onun dostuysan söylemen gerekir çünkü çok basit bir şey değil sonuçları çok ağır olabilirdi. Gizlenmesi bana doğru gelmedi. Sufi ise kitapta onu okurken 'Durun Sufi'ye sarılmak istiyorum,' dediğim biri. Dışarıdan bakıldığında herkesi korkutan bir yapısı olsa da kalbi saf sevgiyle dolu. Defne'yse küçücük boyu ile kimsenin sahip olamayacağı merhamete ve naifliğe sahip biri. Son kez olarakta herkesin okulunda baş belası bir öğretmeni vardır. Işıl'ın ise Şeytan diye bilenen baş belası hocasını okudukça o kadar sevdim ki anlatamam. Onun hayatını okumak beni çok heyecanlandırdı. Kısacası kitapta ilk başlarda dışarıdan bakıldığında kusursuz gibi görünen her kişinin bir kusuru var ya da kötü bir insan olabilir. Kusurlu dediğimiz bizi korkutan, önyargılı olduğumuz insanlar ise sahip olduklarıyla mükemmeldir. Önemli olan dış görünüşten öte kalbimizin kusursuz sevgiyle dolu olması. Bunu bu kitapta bir kez daha iyi anladım. Bizi biz yapanlardan asla vazgeçmeyelim! Bizi kendimizi sahip olduklarımızla sevdiren, Harry Potter efsanesiyle sarmalanmış, bölüm başlarındaki çizimlerle hayran bırakan, bir 'Merhaba' ile başlayan bu kitaba herkesi davet ediyorum.

Broke & LightZeynep Sahra · Ren Kitap · 20182,875 okunma

·

20 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Aslı Açıkgöz (dreamwhite_s)