Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Vatan Millet Washington
(Temmuz Ayı Öykü Etkinliği) “Colombus’un Amerika’yı keşfettikten sonra bundan başkalarına söz etmiş olması ne büyük talihsizlik!” (Margot Asquit) “Ben” dedi, ceketinin iç cebinden çıkardığı pasaportu hiddetle masaya vurarak. “Şahsıma layık görülen bu aziz vizeyi 3 yıldır şerefle taşıyorum. Benim Amerika’ ya olan sevgimi alaya alamazsınız.” Ve arkadaşlarının olduğu kafeyi hızla terk etti. “Lanet olası taşralılar!” diye tartışmayı devam ettiriyordu kendi kendine söylenerek. “Bilmiyorlar. Medeniyetten, insanlığın ulaştığı zirveden habersizler. Dar dünyalarına hapsolmuşlar, ben kapitalizm deyince, tüketim toplumu deyince Platon’un mağara adamları gibi aval aval suratıma bakıyorlar. Bunlara zorunlu medeniyet turları düzenlemeli devlet. Bir Empire State Building’e (kendisi bu kelimeyi çok düzgün bir New York aksanıyla telaffuz etmişti) çıksalar ulaşmamız gereken seviyeyi idrak ederler aslında. Neyse bir gün bizim insanımız da bu insan mucizesi devletin seviyesine ulaşacaktır. Allah büyüktür. (In God We Trust) Bugün aslında Muzaffer Bey için özel bir gündü. Bugün, Kristof Kolomb’un Amerika’ya ayak basışının 528., kendisinin New York J.F. Kennedy Havaalanı’na inişinin 3. Sene-i devriyesiydi. Arkadaşlarıyla buluşmuşken günün anlam ve önemine binaen onlar da istifade etsin diye konuyu Amerika ziyaretine getirmişti. Birkaç hoş kelamın üzerine arkadaşlarına iyi dileklerde bulunmak maksadıyla “Amerika günlerim benim açımdan çok güzel geçti. Rabbim sizlere de en yakın zamanda nasip etsin” demişti. Fakat Muzaffer Bey’in bu iyi niyetli temennisi kötü niyetli arkadaşlarınca “Laflara bak ya, Allah’ın görgüsüzü! Hacca gitmiş sanki pezevenk” gibi nahoş lakırdılarla bölününce az önce anlattığımız şekilde hiddetlenmişti. Muzaffer Bey’ in, 3 yıl öne yaptığı ilk ve tek Amerika ziyareti hayatının en büyük dönüm noktasıydı. Yıllardır dişinden tırnağından arttırdığı birkaç dolar ile hayalini kurduğu Amerika’ya bir haftalığına dahi olsa gidebilmek nasip olmuştu. Kendisini az gelişmiş bir şarklı gibi hissettiği için her gökdelende gözleri açılmış, her sokağa hayran kalmış, her metro durağında ‘vay canına’ nidaları atmıştı. Orada geçirdiği bir haftanın sonunda daha önce de bazı belirtileri görülen ‘Kültür emperyalizmi’ hastalığı tüm vücuduna yayılmıştı. Memlekete dönüş yaptığında artık tamamıyla bu hastalığın pençesindeydi. Durumu iyice kötüleşmişti. Önce taşralı olarak nitelendirdiği ve ‘utanıyorum o günlerden’ dediği alışkanlıklarını terk etti. Memlekette her durumda bir fenalık aramaya ve iç çekerek ‘Amerika’da böyle değil’ demeye başlamıştı. “Ben Amerika’dayken…” ile başlayan bir cümle kurduğunda gözlerinde şükür dolu bir parıldama görünürdü. Amerika’dan getirdiği eşyalara sergi gibi özel bir köşe ayırmıştı. (Sadece hatıra olarak sakladığı dolarları memleketin içinde bulunduğu siyasi havada başına bir iş gelir korkusuyla atmak zorunda kalmıştı.). Amerika’ya gidemeyenler mahrum kalmasın diye çektiği tüm fotoğrafları sosyal medyada düzenli aralıklarla paylaşmaktaydı. Bunu, görmemişlik olarak yorumlayanları “Ben memleketimizin çağı yakalaması için amme hizmeti yapıyorum” diye savuşturmuştu. Kültür endüstrisinin açık pazarı haline gelmişti. Tüketimi, bir milletin hayat damarlarından biri olarak görmeye başlamıştı. Paranın satın alabileceği en güzel zevklere sahip olduğunu düşündüğü bu ülkenin ateşli bir taraftarıydı artık. Öyle ki bir keresinde; Osmanlı’nın son dönemleri yaşıyor olsa idi Amerikan mandasını savunabileceğini ima ettiği bile olmuştu. Hastanın zihin ölümü maalesef gerçekleşmişti. Bu arada Muzaffer Bey eve varmıştı. İlk iş olarak Amerika hasreti arttığı zaman dinlediği Frank Sinatra’nın New York parçasını açtı. Şarkının “bu serseri ayakkabılar can atıyor gezinmek için/tam kalbinde, New York New York.” kısmına geldiğinde gözleri -her zamanki gibi- nemlendi. Hemen sonra da arkadaşlarına hadlerini bildirmek maksadıyla sosyal medyada bir fotoğraf paylaşmaya karar verdi. Amerika fotoğraflarına göz gezdirdikten sonra çok beğendiği Time Square’da çekildiğini seçti. (Tam arkasına David Beckham’ın boxer reklamı denk gelmemiş olsaydı daha afili bir poz olacaktı). Fotoğrafla birlikte “Ey insanlığın çok şey borçlu olduğu güzel ülke! Tam üç sene önce bugün seninleydim. İlk fırsatta yine yanındayım.” (Kurun düşmesini kastediyor olsa gerek) notunu paylaştı. Ara ara fotoğrafa gelen beğeni ve yorumları takip ediyordu. Çünkü dikkatli olması lazımdı. Geçen sene paylaştığı, Hürriyet Heykeli’nin önündeki fotoğrafına “Senin Sam Amcan o Hürriyet hanımın namusunu kirletti ve bütün dünyaya rezil etti.” Diye terbiyesizce yorum yazan birini engellemek zorunda kalmıştı. Neticede liberal de olsa fikir özgürlüğünün de sınırları vardı. (Kendisi liberalizmin McCarthy ekolündendi.). Bunlara göre dünyaya demokrasi götürmek de suçtu. İşte korktuğu başına gelmişti. Yine münasebetsizin biri bir şarkıyla beraber muhalif yorum yapmıştı: “Bunca milletlere yazık/Sömürülmüş bağrı ezik/Seni seven kanı bozuk/Amerika katil katil.” “Kim bu adam ya?” dedi Muzaffer Bey taşralılara karşı gösterdiği kibirle. “Aşık Mahsuni… Ne biçim isim, ilk defa duydum. Önüne gelen şarkıcı olmuş. Neyse şükür ki müziğimiz, bu köylüleri bünyesinde barındıramayacak kadar ilerledi” diyerek kendisini teselli etti. Artık böyle kıskançlıkla yapıldığını düşündüğü yorumlara eskisi kadar üzülmüyordu. Bugünün son paylaşımı için doğru şarkıyı seçti ve “Anlayamazsınız…” notuyla paylaştı: youtu.be/uGxqtWuUEt8
··
92 görüntüleme
Fatih Taş okurunun profil resmi
Çok başarılı buldum. Muzaffer Bey ve Muzaffer Bey gibilerinin zavallılıklarını harika nüktelerle eleştirmeniz şahane olmuş, fazlasıyla keyif aldım okurken. Tebrik ederim Çetin Bey.
Çetin Öcalan okurunun profil resmi
Okurken keyif almanız beni mutlu etti. Vakit ayırdığınız ve nazik yorumunuz için çok teşekkür ediyorum Fatih bey.
Neşe okurunun profil resmi
Çok beğendim:) Kaleminize sağlık.👏👏
Çetin Öcalan okurunun profil resmi
Beğenmenize çok sevindim:) Teşekkürler...
Pol Gara  Yeşim Firûzan okurunun profil resmi
Tiplemeyi güzel yapmışsınız, acı aslında, trajikomik ama, tebessüm ettirdiniz, yüreğinize sağlık 💐😊
Çetin Öcalan okurunun profil resmi
Niyetim tebessümdü, o yüzden sevindim:) çok teşekkür ediyorum.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.