Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

702 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 günde okudu
Biricik, zavallı Raskolnikov! Gözlerindeki ateş ile tüm dünyayı yakıp kavuracak kadar cesur fakat yandığında kaçıp gidecek kadar da korkak bir genç! Neden mi korkak? Evet, bu sorunun cevabını verebilmek epey güç, bir o kadar da basit olsa gerek... Bir Napolyon olmak istedi, başarmayı; o tacın ona da giydirilmesini istedi. "Başarsaydım, bana da taç giydireceklerdi," diye o kederli ruhunda serzenişleriyle bir başına kalmasının sebebi de buydu. Yoksa insanlar mı nankördü? Değmiyordu insanlara, değil mi? Oysa o bir biti öldürmüştü, insanlara zarar veren bir biti! Öyle ki insanların nankör çehrelerini görmeye dayanacak gücü bulamadığından mı korkaktı? Neden dokunmamıştı o paralara? Neden öylece büyük bir taşın altına gizlemişti cüzdanı? Hem de içine bakmaksızın! Raskolnikov bir savaş içerisindeydi, hem de azılı bir düşmanla... Kim olduğunu tahmin edersiniz: Kendisi ile. Pekâlâ bu cinayeti sonsuza dek gizleyebilirdi, çok zeki bir gençti. Paraları da güzelce harcar, üniversitesine devam eder ve geleceğine bir kibrit yakabilirdi. Zeki olmadığından mı prangalandı? Elbette hayır! Dayanamadı, pişmanlık duyduğundan da değil: Anlaşılamadığından. Suçlu muydu yoksa suçsuz mu? Nasıl oluyor da dünyayı hareket ettirenler, ettirirken nice insanları varoldukları toprağa geri döndürüyorken, yine tüm insanların gözünde bırakın suçlu olmayı; oldukça yüce oldukça önemli şahsiyetler oluyor? Hatta insanların onların itaati altında, yönetilmeyi boynu bükük beklemesi demek midir ki doğaları gereği? Eh, o zaman olağanüstü insanlar nasıl olağanüstü oluyorlar peki? Rastlantı sonucu mu? Muhtemelen. Rastlantı, tesadüf. O hâlde Raskolnikov ya aceleci davrandı ya da şanssızdı. Ama insanlar için çabalamaya değmezdi, tıpkı Sonya'ya söylediği gibi. Raskolnikov'un insanları iki grupta incelediği makalesine değinmek isterim. Dünyayı koruyup onu çoğaltanlar ve dünyayı hareket ettirenler; iki bölüm. Birinci bölümdekiler olmasa ikinci bölümdekiler de olamayacağı için bölüm kavramı bu noktada yitiyor. Diğerlerinden daha farklı bir ferasete sahip, dünyayı ele alış biçimleri açısından sivrilmeyi başarabilenlerse tarihe kazınıyor. Belki suçlu belki suçsuz olarak fakat bunu zaten boynu bükükler pek de önemsemiyor. Suç ve hak açısından incelemeye kalkarsak bu gibi şahsiyetleri, bu noktada çok farklı ütopik bir yaşantının kapılarını aralamış oluruz. Bu durumda Raskolnikov'un düşünceleri bu dünyanın düşünceleri olmamakla birlikte aslında rejime karşı düşüncelerdi. Evet, rejime karşı. Dönemin Rusya'sının tablosunu çizdiğini zaten Dostoyevski söylemekte... Yalnız Rusya'nın değil de tüm insanlığın zihninde bir ateş olan sorunsaldır dünyayı hareket ettirebilecek güçte olup olmama. Bu sorunsalı soyut verilere teslim eden de insanların eylemleridir. Ya suç ya değil fakat her adımda ateş alır dünya ve almaya da devam eder: Yalnız bu soruya bir cevap verebilmek uğruna! Savaşlar neden çıkar sanıyorsunuz ki? İşte bu yüzden.
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · İş Bankası Kültür Yayınları · 2006159,1bin okunma
··
47 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.