Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bu ülkede artık kimsenin yüzü kızarmıyor
“Günay Hanım, ne demiş şair? ‘Güleriz ağlanacak halimize’, demiş!” “Ağlanacak halimizin de farkında değiliz ki! Doğal kabul ediliyor. Batı toplumlarının ne denli kuralcı olduğunun kimse farkında değil! Bilir misiniz ki, İngiltere’de, belediye bir tarafa, mahalle halkından izin almadan evinize neredeyse bir çivi bile çakamazsınız! Hani, diyelim müstakil evinizi bölüp, üç-dört daire çıkarmak istiyorsunuz. Mahalleli hayır derse yapamazsınız! Katılımcılık denilen şey budur! Hangi belediye başkanının ya da imar müdürünün işine gelir?” “Gelmez, valla!” “Büyük Yalan dediğim bu işte! Herkesin - mış gibi yapıyor olması. Kuralsızlığı baskıdan kurtulmak, özgürleşmek sanır oldu. İş öyle bir hale geliyor ki, hangi örneği versem, ‘o da bir şey mi?’ deyip, daha kötü bir örnek verebilirsiniz. Verebilirsiniz ama, örnekler doyum noktasına ulaştığında, kitle duyarlılığı yalama olur. Nitekim bu oldu. Bu ülkede artık kimsenin yüzü kızarmıyor. Türk erkeğinin sahici tepki gösterdiği tek şey karısının kendisini aldatması. Namus, bu kadar ucuzladı! Bakın, kadın olduğum için iyi biliyorum, birisine ‘Haysiyetsiz adam!’ desem, ‘Ne oldu, sana mı sarktı?’ diye cevap alabilirim !” İzleyen gülme içten değil, tam anlayamamaktan gelen sıkıntılı gülmeyi. Haklıydılar. Daha önce de söylediğim gibi, Günay’ın kurduğu bağlantıları ona bu kadar yakın olan ben bile her zaman anlayamazdım. “Yani, haysiyetsiz, derken, belden üstü namustan, kafa namusundan bahsettiğimi anlatamam. Öyle oportünist bir toplum olduk ki, insanları başkalarına yaptıkları ile değil, bize olan muameleleri ile ölçmeyi bir marifet sanıyoruz. Oysa, bize karşı iyi ama bir başkasına kazık atan adamla selamı sabahı kesmemiz lâzım. Âlemin karısının kolundan bileziğini çalıp, kendi karısına veren bir adamı ‘kocacım’ diye karşılayan kadın da suç ortağı değil midir? Farkında mısınız, ‘o senin sorunun!’ diye bir anlayış peydah oldu. İngilizce’den çevirme -bu söylediğim, yabancı bir dilde eğitim yapıp, onun ahlaksal kalıplarını almanın iyi bir örneğidir- bir kalıp bu! ‘O senin sorunun’, diye başladığın zaman, faşizmin önlenemez yükselişini de oynamaya başlarsın. Kimsenin kimse için parmak kıpırdatmadığı, her kaptanın kendi gemisini kurtarmaya çalıştığı, sonu kaçınılmaz bir felâkete doğru gidiş başlar! Bir ülkenin kendine özgü değerler sistemini ortadan kaldırdınız mı, izleyen kaosta egemen ulusun değerlerini dayatabiliyorsunuz. Dayatmak ne kelime, millet can simidi gibi sarılıyor.”
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.