Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

520 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
MARTIN EDEN İNCELEMESİ – JACK LONDON
Bazı hikâye kahramanları hayatınızda bir iz bırakır, içinize işler, sizinle sofranıza oturur. İşte Martin Eden öyle birisidir. Hikayesi bambaşka bir hikayedir. Sadece bir aşk hikayesi değildir. Macera vardır bir kere bu hikâyede, hayatın anlamını arayış vardır, hayallerin peşinden koşmak vardır. Bütün bunların toplamı ise Martin Eden’dir. Jack London’un klasikleşmiş romanı olan bu kitap, 1800’lü yılların ikinci yarısında Amerika’da geçer. Bu devirde kapitalist sistem yoksul kesimi ezdikçe ezmektedir. Toplumsal sınıf farklılıkları her alanda kendini hissettirmektedir. Eğitimsiz bir denizci olan Martin ile zengin bir ailenin kızı olan Ruth’un aşkı da böyle bir dönemde doğmuştur. Bir yanda mal, mülk ve mevkinin her şeyin üstünde tutulduğu burjuva kesimi, bir yanda ise fakir ama gururlu insan toplulukları. Kısacası karakterlerimizin yaşadığı zengin kız-fakir oğlan aşkından başka bir şey değildir. Martin, gözünü büyüleyen bu yüksek sosyeteye giriş bileti olarak kitapları seçer. Kendini bir anda edebiyat dünyasının engin denizlerinde bulur. Okudukça doymaz, yazdıkça yazar. Aşkına yaraşır biri olmak isterken ideallerini keşfeder. Hayatını ideallerine göre yönlendirmeye başlar. Bu yolculuğunda zaman zaman zorluklar çekse de onu ayakta tutan tek bir şey vardır: Ruth’a beslediği büyük aşk. “Bir kitap okuyan her şeyi bildiğini zanneder. İkinci kitabı okuyan kuşkuya düşer. Üçüncü kitabı okuyan hiçbir şey bilmediğini anlar.” Demiş Frederick Pollock. İşte Martin’i anlatan en iyi cümle budur. Edebiyat dünyasının engin deryasına daldıkça dalar asla dibini bulamaz. Yüksek sosyete giriş bileti diye seçtiği yol, hayata ve insanlara bakışını değiştirir. Her konuda kendine mantıklı gelen bir fikri benimsemeye başlamıştır. Felsefe için, iktisat için, aşk için… Benimsediği fikirleri savunur ve yanlış anlaşılır burjuva toplumu tarafından. Ama yazmaktan hiçbir zaman vazgeçmez. İdeali budur işte: İçindeki yazabilmek içgüdüsünü dünyaya göstermek. Yarı otobiyografik bir eserdir Martin Eden. London’un hayatına tesadüf etmiş mekanlar ve kişilerin bazıları değiştirilerek, bazıları aynı bırakılarak hikâyeye dahil olmuştur. Hayatlarının bazı kısımları ortak olsa bile bambaşka hikayeleri vardır Martin ve London’un. En basit örneğiyle, burjuvalara takındığı tavır dolayısıyla sosyalist damgası yemiştir Martin Eden. Fakat kendisi bireycidir. Jack London ise Martin’in aksine sosyalisttir. Martin ile arasındaki bu ince çizgi bile ne kadar farklı olduklarını okuyuculara gösteriyor. Okudukları ve etkilendikleri insanlar aynı olsa bile bu iki kişi aynı noktaları yaşamış fakat farklı hayatları olmuş kişilerdir. Bu kitabı neresinden çekerseniz öyle okur ve anlarsınız. Aşk okumak isterseniz aşkı, küllerinden doğmayı okumak isterseniz onu okursunuz. Bu size kalmış. Kendi açımdan Martin’in hikayesinde varoluş gördüm ve onu okudum. İyi ki de okudum. Martin ile çok daha erken tanışmak isterdim. Artık kendisi benim en yakın arkadaşım, hikayesi ise okumaktan asla sıkılmayacağım sayfalardır. Keyifli okumalar.
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,8bin okunma
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.