Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

232 syf.
·
Puan vermedi
Falih Rıfkı Atay olduğunuzu hayal edin. 19.yy'ın son senelerinde doğuyorsunuz. 2.Abdülhamid'in, Mehmed Reşad'ın, Mehmed Vahdeddin'in padişahlığını görüyorsunuz. Büyük devletlerin ne yapıyor bu Balkan Devletleri de Osmanlı'ya savaş açıyorlar, kazanımlarını kaybedecekler diye korkarken, Bulgarların ta Çatalca önlerine kadar gelişlerine, Edirne'nin elden gidişine ve sonrasında pastanın bölüşüm kavgasından dolayı birbirlerine düşmeleri sonucu İkinci Balkan Savaşı'nı ve sonrasında Edirne'nin tekrar kurtuluşuna şahit oluyorsunuz. Biraz durulacağız derken kaybettiğimiz toprakları tekrar kazanacağız hayali ile gerekli hazırlıkları tamamlamadan Birinci Dünya Savaşı'na sürükleniyoruz. 3 kıtada kendi topraklarımızda, ittifak kurduğumuz ülkelerin cephelerinde yüz binlerce insanımızın şehadet haberlerini, kayboluşlarını duyuyorsunuz. Ve sonuç olarak savaşı kaybederek paramparça bölüşülüyoruz. Bölüşmek için masaya bir kutuplardaki Eskimolar davet edilmiyor vesselam. Ve Çanakkale cephesi, taktik dehası, ısrarcılığının ve akılcılığının birleşmesinde büyük bir kahraman çıkartıyor Anafartalar Grup Komutanı Albay Mustafa Kemal. Mustafa Kemal daha ilk görev yeri yani sürgün yeri Suriye'da görev alırken ordudaki, toplumsal hayattaki, siyasetteki, imparatorluktaki çürümüşlüğe, bağnazlığa, geri kalmışlığa, makam peşindekilerin soysuzluklarına, yozlaşmalarına yakından tanıklık ediyor. Bunların çözümlerine dair fikirleri olgunlaşmaya başlıyor. Çanakkale cephesinde insan üstü bir kahramanlık gösteriyor, sonra doğuda ve güneyde farklı cephelere gönderiliyor. Hicaz Seyyare komutanı olarak görevlendirilmek istenirken Mekke emiri Hüseyin Şerif ve şürekasının İngilizlerle birlikteliği bilindiğinden tüm ordunun Kudüs'ün savunulmasına yönlendirilmesi gerektiğini söylüyor ama dinleyen kim! ve yavaş yavaş Suriye'den geri çekilirken bugünkü güney sınırımıza geldiğinde bundan sonra sadece Anadolu'nun kurtuluşunu düşünmemiz gerek diyerek rasyonel bir hedef gösteriyor. Parasızlıktan güneyden İstanbul'a gelmek için atlarını Cemal Paşa'ya satarak geliyor. İstanbul'a iniyor ve İtilaf Devletleri'nin savaş gemileri görerek 'Geldikleri gibi giderler' diyerek birçokları için hayal denebilecek bir yorum yapıyor. İlk etapta İstanbul'da kurtuluş için neler yapılabilinir diye yerli ve yabancı bir sürü kişiyle, arkadaşlarıyla toplantılar yapıyor ve netice alamayınca kurtuluş ateşinin sadece Anadolu'da yakılabileceğine inanıyor ve tam o sırada eline gelen şansla Anadolu'ya geçiyor. Yokluk ve düzensizlik içinde hem yerli işbirlikçilerle- hatta bunu din, padişah, hilafet adına yaptıklarını söyleyen acizlerle- hem büyük devletlerle hem de büyük devletlerin maymuncuğu Yunanlılarla cephelerde, kürsülerde mücadele ederek, önderliğinde Kurtuluş Savaşı'nı kazanmamızı sağlıyor. 600 yıllık imparatorluğun tarihinde Fatih Sultan Mehmed Han'ın Sahn-ı Seman Medreseleri, Kanuni döneminde kurulan Süleymaniye medreselerindeki dini ilimler yanında, pozitif ilimlerin öğretilmesi ve Tanzimat, Islahat Fermanları, 3. Selim, 2. Mahmud ve birkaç padişahın imparatorluğu güçlendirme ve dini bağnazlıktan kurtulmaya yönelik yenileşme çabaların dışında 17.yy ile birlikte gerilemeye çözüm bulunamamasının sebepleri aşikar bilindiği için Gazi Mustafa Kemal Atatürk esas savaşın düşmanın kovulmasından sonrasında olduğunun bilincindeydi. Laiklik, eğitim birliği, ve daha nice devrimlerle bugünkü Türkiye Cumhuriyetini kurarak bize emanet etmiştir. Başta dediğim gibi kendinizi bir Falih Rıfkı Atay olarak hayal ettiğinizde ve başınızdan bu kadar yoğun tarihi olaylar geçerken, bir avuç toprak parçasında sıkışıp kalmak varken, bir kahramanın yanında yer alarak ve yaptıklarına , mücadelesine yakından şahit olduktan sonra Atatürk hakkında ne yazsanız ne anlatsanız yeterli olur mu? Günümüze dönersek, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bu ülke için yaptıklarını, bazılarının bir- iki noktada dünya görüşlerine uymadı diye geriye kalan tüm yaptıklarının değerini itibarsızlaştırmaya çalışmaları, tarih bilincinden yoksun, konforlu ortamlarından geçmişin koşullarını değerlendirmeden, düşünmeden bugünün romantik hayalleriyle yorumlamaya çalışmaları kadar abesle iştigal bir durum yoktur.Elbette sıkıntı sadece ona inanç üzerinden saldırmaya çalışanlarla sınırlı değil, Atatürk'ün değerlerini savunduğunu iddia eden ama burjuvazi alışkanlıkları ile halktan kopuk yaşayan sözüm ona Atatürkçü geçinen ama Atatürk'ü çıkarları için suistimal eden gruplar içinde geçerli.Bir grubun sermayesi inanç üzerinden suistimal, diğerinin ki Atatürk üzerinden suistimal. İnancını hakkıyla öğrenen, belirli ekonomik çıkarlar için dini kullanan dinci!lerin telkinlerinden uzak yaşamaya imkanına sahip inançlı insanların Atatürk ve devrimleri ile sorunları olabileceğine inanmıyorum. Kendini modern olarak tanımlayan, din ve vicdan hürriyetine bağlı ve Atatürk'ü hakkıyla anlayabilen ve kavrayabilen kitlelerin de muhafazakar kimselerle de sorunları olabileceğine inanmıyorum. İyi okumalar...
Atatürkçülük Nedir?
Atatürkçülük Nedir?Falih Rıfkı Atay · Pozitif Yayınları · 2019281 okunma
·
153 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.