Gönderi

968 syf.
3/10 puan verdi
Atatürk ile Aldatmak
Sonunda kitabı bitirebildim. Sinan Meydan bu kitapta bildiğimiz klasik Atatürk sömürücülüğüne ek olarak Atatürkçü geçinen ılık kemalistlere ve cumhuriyetle en başından beri derdi olan İslamcılara dindar bir Atatürk portresi çizmeye çalışarak zırvalamış. Yani bok gibi bir kitap. Hemen kısaca ne bokluklar yaptığına değineyim. Sinan Meydan, bizlere Atatürk'ün manevi hayatını kapsamlı bir şekilde anlatıyor; doğrusu anlatmaya çalışıyor. Fakat Sinan Meydan, bence Atatürk'ün dini manevi yönünü anlatırken bize yani laik, seküler okuyuculara karşı objektif değil. Sinan Meydan, Atatürk'ün dini fikir gelişimini şöyle yorumluyor: Çocukken ailesinden gelen baskı ile Atatürk baskıcı bir dini eğitim alıyor ve bu durum dini açıdan kendisinde olumsuz etki bırakıyor. Selanik kozmopolit bir yapıya sahip olduğu için daha çocukluktan her üç dinide gözlemleme şansını elde ediyor. Harp akademisi öğrencilik yıllarında ise Atatürk, pozitivizm, materyalizm, darvinizm gibi fikir akımları ile din'den uzaklaşıyor. Fakat Şam'a gittiği zamanda ise tekrardan İslamiyet ile yakınlık kurduğunu ve İslam-Türk sentezini orada keşfettiğini söylüyor. Sinan Meydan'ın çıkarımı bu yönde. Vardığı sonuç tamamen zırvalık. Kitap bir kere İslamcı kesime Atatürk'ü sevdirmek amaçlı yazılmış. Bu çok belli, sanki böyle bir şeye ihtiyaç varmış gibi olur olmaz yorumlar ile Atatürk'ü dindar göstermeye çalışmış. Mesela Atatürk'ün devrimlerinin esin kaynaklarından birinin İslamiyet olduğunu söylüyor. Bunu da günümüz İslamiyetini örnek alarak değil de eski doğal hali olan, yani Hz. Muhammed ile Dört Halife devri arasındaki dönemi kast ediyor. Atatürk'ü az çok gerçekten araştıran, okuyan biri bunun gerçek olmadığını anlar. Bir kere Atatürk dönemin çağdaş kurumlarını taşıyan Batı'yı örnek aldı ve eski Türk kültürüne, öze dönüş ile bu reform ve devrimleri gerçekleştirdi. Bir başka örnek: Atatürk'ün Samsun yolculuğu ile Hz. Muhammed'in hicret yolculuğunun hem nitelik olarak hem de kullanılan Kuran kavramları açısından birbirine benzetiyor. Yahu! bu yorum bile aslında kitabı okumamak için sebep olabilir. Kurtuluş Savaşı milli bir bağımsızlık hareketidir; Hicret ise dini karaktere sahip ümmetçi bir harekettir. Sinan Meydan’ın bu yorumu Atatürk'ün ümmet yerine millet olma çabasına ters bir düşüncedir. Ayrıca Atatürk'ün bazı konuşmalarında Muhammed'ten bahsederken “Hz.” ekini kullanmıyor, fakat onun yerine Sinan Meydan kendisi parantez içinde vererek yine belli kesimlere gereksiz şekilde sempatik gözükmeye çalışıyor. Sanki “Hz.” eki ile yazmayınca veya söylemeyince dinden çıkıyorsunuz shhshshsj. Sinan Meydan, Atatürk'ün laik ve seküler duruşunu, İslamiyete veya herhangi bir dine karşı olmadığını; vicdan özgürlüğüne önem verdiğini çok güzel anlatıyor. Fakat yukarıda yazdığım gibi bir yandan da gereksiz bir şekilde Atatürk'ü İslamcı kesime inançlı biri gibi gösterme çabası içerisinde. Bunların yanında kitapta Sinan Meydan, Atatürk'ün manevi hayatını anlatırken yanında bir biyografi eseri yazmak ile yazmamak arasında kalmış. Yani konular dağınık. Kitapta tek Atatürk'ün dini hayatı üzerinde durulmamış. Bu yüzden de kitap hacimli olmuş. Son olarak bana diyebilirsiniz “Atatürk’ün bütün bu İslamiyet için, din için söylediği sözleri kaynakları ile vermiş olduğu halde sen neden inanmıyorsun?” Gören gözler için her şey meydanda. Atatürk, Arap etkisinin yüzyıllarca bu milletin ruhuna işlemiş olduğunu biliyordu. Haliyle cumhuriyete giden süreçte kendi önünü açmak için politik davranması gerekiyordu. Buna da hiç şaşırmaya gerek yok, adam devlet adamı, siyasetçi. Ülkenin çıkarları gereği neyse onu kullandı ve gücü eline geçirene kadar iyi rol yaptı. Ayrıca dönemin kendisini dinsiz görmeyi kaldıramayacağı için ve yapılan devrimlere karşı bu durumunu bir silah olarak kullanılmaması için Atatürk gerçek dini görüşlerini Medeni Bilgileri yazana kadar göstermemiştir. Bakın, hiç eğip bükmeyelim, eğer Atatürk İslamiyete inanmış olsaydı ne hilafeti kaldırabilirdi, ne de Laik-seküler bir Türkiye Cumhuriyetini kurabilirdi. Bizzat Atatürk'ün yazdığı Medeni Bilgiler kitabını okumayan, Atatürk hakkında ahkam kesmesin artık amına koyayım, yeter! Sikinin keyfine göre canı isteyen adamı dindar, canı isteyen dinsiz addediyor. Götünüzü bile yırtsanız temel bir hakikat var,
Medeni Bilgiler
Medeni Bilgiler
kitabında yer alan metinler Ateist metinlerdir. Atatürk'ün dini inancı elbette hiçbirimizi ilgilendirmez, ama Türk Tarih Kurumu -bu kurumu da Atatürk kurmuştur, ironiye bakar mısınız?- ilgili kitabı sansürleme ihtiyacı hissediyor. İslam dinine karşı o denli saldırgan ifadeleri var Atatürk'ün. Kazım Karabekir'in Atatürk hakkındaki ifadelerine ihtiyaç yok. Meclis açılış konuşması ve Medeni Bilgiler kitabındaki ağır ifadeler inancı konusunu anlamaya yeter. “Türkler, Arapların dinini kabul etmeden evvel büyük bir milletti. Arap dinini kabul ettikten sonra Türk milletinin milli rabıtaları gevşedi; milli hisleri ve heyecanı uyuştu. Bu pek tabii idi. Çünkü Muhammed'in kurduğu dinin gayesi, bütün milliyetlerin fevkinde, bir Arap milleti siyasetine müncer oluyordu.” Bitti amına koyayım. Şu ifadeleri kullanan birine “ılımlı dindar” etiketi yapıştırmak çok açık söylüyorum geri zekalılıktır. İsterse 500 üniversite bitirmiş, Ordünaryüs Profesör olsun. Eline sikindirik bir kitap alan, piyasaya da en az bir o kadar sikindirik üç beş kitap yazıp süren kendini fikir önderi sanıp fikir sıçıyor. Tarih subjektif bir alan değil, sike sike objektif olacaksın. Kişisel düşüncelerinin iz düşümü şeklinde sikinin keyfine göre metinleri eğip bükemezsin. İslamcılar da bu rezilliği çok yapıyor. Yok efendim o ayet bu anlama gelmiyormuş, yok şu ayet aslında bu demekmiş... İki satır Arapça metin koy önüne okuyamaz, çıkıp fikir sıçıyor. Lan durduk yere yine sinirlendim, neyse. Kitabı okumazsanız pek bir şey kaybetmezsiniz.
Atatürk ile Allah Arasında
Atatürk ile Allah ArasındaSinan Meydan · İnkılâp Kitabevi · 2016267 okunma
··2 quotes·
2 plus 1
·
782 views
Bu yorum görüntülenemiyor
Atiye okurunun profil resmi
Ben de Yılmaz Özdil'in Atatürk kitabını okumaya çalışmıştım bir ara. Yeni çıktığı zamanlar çoğu insan beğeniyle karşılamıştı diye hatırlıyorum ama ben okurken çok sıkılmıştım. Hem kaynak içeriği yoktu hem de her şeyi sanki en ince ayrıntısına kadar kendisi görmüş ve anlatıyormuş gibi bir havası vardı. ( Biraz Nihat Hatipoğlu havası sezdim :) ) Her ne kadar Atatürk gibi önemli ve değerli bir önderi anlatmaya çalışmış olsa da gereksiz bir kitaptı. İncelemeni okurken aklıma bu kitap geldi. Atatürk üzerinden insanlara hoş görünme çabası gibi sanki. Hiç gerek yok halbuki böyle şeylere. İncelemen de çok güzel ve açıklayıcı olmuş, emeğine sağlık. Okunmaması gereken kitaplara bir tane daha eklendi :)
Tengrigens okurunun profil resmi
Teşekkür ederim.
Hakkıcan okurunun profil resmi
kitabın daha ilk 100 sayfasında gerçekten yazarın insanları Atatürk'ün müslüman olduğuna inandırmaya çalıştığı havasını aldım. çok net bir tabir yok ancak aradaki birkaç cümle ve genel tanımları gerçekten bu havayı veriyor. Atatürk müslüman değildi bence de, Murat Bardakçı bir yayında gökten indiği sanılan kitaplardan kastı Kur'an-ı Kerim'dir demişti ve hani başka ne olacaktı zaten mantıken her yol oraya çıkıyordu. Bence bu tarz kitaplar Atatürk'ün maneviyatına saygısızlık, inanır inanmaz bize ne ama bir çevreye bunu inandırma amacıyla objektiflikten uzaklaşmak doğru değil.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.