Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Kitlelerin etkileşimi, ideolojik propaganda, ürün reklamı, karalama, algı yönetimi gibi mevzular için baş adres medyadır. Gelişen teknoloji sayesinde bir anda milyarlara ulaşma imkânı doğuran günümüz medyası sadece fikrin yayılmasını değil, hedef kitlenin örgütlenmesini de kolaylaştırmaktadır. LBGTIQ+ üzerinden geliştirilen proje de medya kullanılarak kitlelere ulaştırılmaktadır. Eşcinselleri olumlu gösteren filmler, sinema ve müzikler, edebiyat ve resimler, yazar ve sanatçılar başroldedir. Temel gayeleri eşcinsellerin duydukları utancı köreltmek, vicdan azaplarını dindirmek, eşcinsellerin ebeveynlerini ”sapık çocuk” duygusundan uzaklaştırmak, hepsinden önemlisi suçluluk duygusu yerine onur duygusu vermek. Bunların yaptığı filmler, yazdıkları kitaplar, çaldıklan müzikler çürüyen sistemin ürünü olan insanlık facialarını, sapkın cinselliği, fahişeliği, uyuşturucu bağımlılığını şirin ve güzel göstermek içindir. Buna misal olarak pek çok liselinin elinde rahatlıkla görebileceğiniz ve ebeveynlerin ”kızım/ oğlum kitap okuyor” havasında pek de karışmadığı şu eserlerin adını zikredebiliriz: Gizli Anların Yolcusu (Ayşe Kulin), Ali ile Ramazan (Perihan Mağden), Paramparça (Duygu Asena). Aynı çerçevede evinize kadar giren filmler: İhtiras Fırtınası (Halit Refiğ), Hamam (Ferzan Özpetek), Ağır Roman (Mustafa Altıoklar), İstanbul Kanatlarımın Altında (Mustafa Altıoklar). Türk sinemasında LGBTiQ+ temaları, ilk kez 1962 yılında çekilen Ver Elini İstanbul ile başlamaktadır. Bu filmde ilk defa iki kadının (Mualla Kavur ve Leyla Sayar) öpüşmesi yer alır. Ancak bu bölüm, gösterildiği dönemde ahlaksız bulunarak kesilmiştir. Bu filmin senaristi Ali Kaptanoğlu müstearı ile Atilla İlhan, yönetmeni ise Atıf Yılmaz’dır. 1960’11 yıllarda Yeşilçam sinemasında LGBT bireylerin içine dâhil olduğu on dokuz fılm vardır ve bunlardan on altısı lezbiyenlik, ikisi erkek eşcinselliği, biri ise trans bireyleri konu almıştır. Halit Refiğ ise Osmanlı yaşamından bir kesit iddiası ile çektiği Haremde Dört Kadın (1965) filminde iftiralarla dolu saçmalıkları beyaz perdeye aktarmış ve lezbiyenliği öne çıkarmıştır. 1970’lerden itibaren trans bireyler filmlerde cinsel kimlikleri gizlenerek yer almıştır. 1990’dan sonra ise Düş Gezginleri (1992), İki Genç Kız (2005) ve Nar (2011) filmlerinde lezbiyen cinsel kimliklere sahip kadın karakterler başroldedir.
·
37 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.