ahmet altan, istibdatın tüm şeditliğiyle sürdüğü yılları anlatan bir aşk, bir tasavvuf, bir siyaset, bir erotizm romanı sunuyor bize. öyle ki, kitapta ilahi aşka ulaşmaya çalışan bir derviş konuşurken, bir sonraki cümlede tenin hazları peşinde koşan bir kadını seyre dalıyoruz. dönemin şartlarını, sıkıntıları, insanları, kavgaları, gazeteleri ve dahi özlenen i̇stanbul'u öylesine güzel anlatıyor ki; bir an kendimizi beyoğlu'nda yürürken peşimizden takip eden bir hafiyeyle köşe başında başbaşa bulabiliyoruz. okunmasını kesinlikle tavsiye edeceğim kitaplardan.