Bir sağnak, karları karmakarışık savurdu, karşıda görünenleri tuz buz edecek gibi salladı. Tepede lise olarak kullanılan eski konak, nerdeyse yığılıp pelte gibi yayılacaktı. Bu duygu ahşap gövdesinin hantal gevşekliğinden geliyordu. Yokuşun ortasında, dereye kaymamak için, penceresiz duvarlarını çamura var gücüyle gömmüş mandıra... Çukurda, yapraksız ağaçlar... Islak taş yığınları... Derisi yüzülmüş kadar çıplak fulya tarlası... Evet, bu dünyada her şey, sanki çok korkunç birer suç işliyorlarmış gibi, birbirlerinden gizleyerek, baharı tutmaya, bahara kadar ufalanıp dağılmamaya, çabalıyordu.