İnsan denilen Homo sapiens de bir hayvan olduğuna göre ve doğadaki hayvanlar da birbirlerini yediklerine göre biz insanların da hayvanları yemesi olağan değil midir? Yani herhangi başka bir konu mevzu olunca, insan ile hayvan diye hıyerarsik kategorizasyon yapmayalım diyoruz, yani 'hayvan' hayvan durumu oluşuyor ama iş et yemeye gelince, 'hayvan' hemen insan oluyor ve insan hayvanı yemesin söylemi yapılıyor. Yeniden bir katerizasyon yapıyoruz, hıyerarsik mi bu, onda emin değilim de. İlgili bir okuma durumu gördüğüm için fikrimi belirtmiş oldum genel olarak. :)
İnsan diğer hayvanlar gibi hayatta kalmak amacıyla et yemiyor yani böyle bi farkımız var. Biz hepçilleriz ve bitkisel beslenmeyle de hayatta kalabiliyoruz. Ayrıca hayvanlardan farklı bir “düşünme gücüne ve vicdana” sahibiz. Onları fabrikada eşya gibi çoğaltıp yaşamlarını hakettikleri gibi geçirmelerini engelliyoruz. Diğer hayvanlar birbirlerine bunu yapmıyolar. Hepsi doğal ortamlarında avlanıyo. Aslan kaplan savanada kovaladığı hayvanlarla besleniyor. Biz hayvanları küçücük kafeslere tıkıp onları yemek için (büyük şirketler para kazanmak için) çoğalmaya zorluyo. Aslında kitap et yemeye değil hayvanları bu şekilde sömürmeye karşı yazılmış. Diğer hayvanlar gibi onların yaşamlarına müdahale etmeden et tüketiceksek buna karşı değil yazar. Ayrıca et sektörü tekelleşmiş durumda. Küçük üreticilerden almayı teşvik edip, hayvanların kendi doğal ortamlarında büyümelerini ve düşük gelirli insanların para kazanmasını destekleyen bir yazar. Sadece etik olarak düşünmeyip çevreye verdiğimiz zararları da anlatıyo mesela ineklerin doğaya bıraktığı metan gazı ileride çok büyük bir dert olucak. Normal popülasyonlarının yüzlerce katı kadar çoğalttık onları. Hadi onu da geçtim ilerde hayvancılık mecburen azaltılmak zorunda kalıcak. Bunun bir çok nedeni var. Şöyle düşünün; bir arazide 200 büyükbaş hayvan besleyebilirsiniz. Fakat o eti satın alma gücü her ailede olmadığı için gelir seviyesi orta ve üst olanlar faydalanıyo. Ama orda buğday yetişmiş olsa gelir seviyesi düşük binlerce ailenin karnı doyucak. Bunu bugünkü şartları göz önüne alarak değerlendirmeyin. Geleceği düşünün, gelecekteki nüfusu ve açlığı ve o zamana kadar kalan tarım yapılabilecek arazi miktarını düşünün. Büyük şirketlerin hayvancılık politikalarını ve ‘ekolojik ayak izi’ni araştırmanızı isterim. Ayrıca bununla ilgili çok güzel belgeseller var onları da izleyebilirsiniz (food ınc gibi). Kitap sadece onların da düşünen, duyguları olan varlıklar olduğunu ve onlara saygı göstermemiz gerektiğini vurguluyor. Yemek yediğimiz veya alışveriş yaptığımız büyük markalar akıl almaz işkencelerle seri kesim uyguluyolar hayvanlara. Acı çekerek ölmeyi hiçbir canlı hak etmez. Sadece farkındalığımızı arttırıp etrafımızda olanlara biraz daha dikkatli bakarsak dünya çok daha adil olabilir. Hem bizim için hem de diğer canlılar için. Geleceğe bırakmak istediğimiz dünya için :)
6 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.