koc: kimse kimseyi sevmiyor ama herkes herkesle samimi (ah muhsin unlu)
boga: bu zindan, bu kırgın, bu can pazarı macera değil. yaşamak, sade "yasamak" (ahmet arif)
ikizler: bana hissettirdiklerini seviyorum, sanki her şey mümkünmüş gibi, sanki, yaşamaya değermiş gibi. (cahit zatifoglu)
yengeç: sana içimi doksem, beraber toplar mıyız (ilhan berk)
aslan: bana kararsizlikla gelmemelisin, geleceksen özgürce ve bilinçli bir istekle gelmelisin. (oruç aruoba)
başak: bir acayip derde düştüm herkes gider kârına
bugün buldum bugün yerim, hak kerimdir yarına
zerrece tamahım yoktur şu dünya varına
rızkımı beren huda'dır kula minnet eylemem. (kul nesimi)
terazi: sonra çıkıyorsun dışarı, bakıyorsun güneş hala tepede. bir cigara yakıyorsun ve yıllardır kurduğun cümleyi bilmem kaçıncı kez kuruyorsun: "napalim kısmet değilmiş..." (sabahattin ali)
akrep: beni çıkardığında anlam bozulmuyorsa bundan böyle ayrı yazılalım. (sezai karakoç)
yay: kaç hayat yaşayınca yorulur insan? kaç seneden sonra yaşlı, kaç hezimetten sonra bezgin, kaç sevdadan sonra kalpsiz, kaç kelimeden sonra lâl olur kişi? (elif safak)
oglak: koskocaman bir hansın sen, uğraşma bu çocukla... (ibrahim tenekeci)
kova: hayatının öznesini kaybedince, devrik olur tüm cümleler. (sezai karakoc)
balık: baharı yaz uğruna tükettik,
aşkı naz uğruna... ve papatyaları seviyor sevmiyor uğruna; derken "ömrü" tükettik bir hiç uğruna. (sezai karakoc)