Gönderi

' "Her şeyi mahvetmişim gibi hissettim. Her şey bitmişti. Kim olduğumu bilmiyordum. Berlin'den seninle birlikte gelen adamı ben de tanımıyordum. Sen 1941'de tanıdığın, aşık olduğun, evlendiğin genci istiyordun. Bense onu bulamıyordum. Ama o araştıran gözlerinin ardındaki 'seni' de bulamıyordum. Benim için endişelenen, kaygılanan birinin gözlerini görüyordum. Albay Moore'a karşı hissettiğin şefkatti; bana gösterdiğin de. Ama bildiğin gibi ben senin acıyan gözlerini, acıyan ellerini istemiyordum. Bizim aramızdaki duvar üç buçuk metre değil, otuz metreydi sanki. Tırmanamıyordum. Yokluğumda sen başının çaresine bakabilmiştin, bense her şeyi mahvediyordum. Albayın da benim de o askerî hastaneye yatmamız gerekiyordu. O gitti ama bana yer yoktu. Bana orda da yer yoktu, senin yanında da. Bu dünyada hiçbir yerde bana yer yoktu..." '
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.