Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

482 syf.
8/10 puan verdi
·
9 günde okudu
DUR, bir kere bağır öyle GİT(ME)!
Bazı kitaplar vardır, adı bir şeyleri çağrıştırır size okumak istersiniz onu, bazılarının içeriği hakkında bir şeyler biliyorsunuzdur alır ve kendiniz yorumlamak istersiniz bir de. Ve bazı kitaplar tesadüfen çıkar karşınıza, okudukça bazı satırlar sırf sizi bulsun diye yazılmıştır sanki, şöyle ifade etmek daha doğru olur belki, içinizde uyuyan bir şeyleri uyandırmak için karşınıza çıkmış gibi. Ve işte bu kitap ve ben, bir de siz... Özdemir Asaf'ın ilk şiirlerine tutuldum ben, sevgi dolu oluşuna, aşkla yazılışına, yüreğe o incecik dokunuşuna vuruldum. Bu kitapla beni aldı gerçeklerin ortasına koydu, onun anlattığı bir karakter gibiydim, anlattığı karakterler çünkü nasıl anlatsam size insan kelimesinin başına getirebileceğiniz her sıfattan birazdı. En mühimi okurken düşündüm kendimi önce, sonra tüm insanları. Üzüldüm. Üzülmek neye yarardı, daha ötesi lazımdı. Düşündüm, sorguladım bu da yetmezdi bir şey yapmak lazımdı, insanların sesi olmak, eli olmak, kolu olmak, ayağı, gözü. Görmeyen, insanlar vardı çünkü gözleri çok sağlıklı olmasına rağmen. Kelimeler zihnine doluştuğu halde konuşmayan, bacakları iyi olmasına karşın adım atmayan, gücü olduğu halde hiçbir şey yapmayan, her şey olamazdı bir insan ama hiç olanlar vardı, o hiçlerin hiçliğini azaltmak için daha çok çabalamak lazımdı demek istediğim, anlatabiliyor muyum? Dünyayı bir bütün olarak görürsek yine görürüz ki peşi sıra insanlar bu bütünü parçalamaya çabalayan yegane varlıktır. Soruyorum size dünya kaç parçadır, kaç kıta, kaç canlı, kaç etnik grup, kaç azınlık, kaç din, kaç mezhep, kaç cinsiyet, kaç dil, kaç lehçe, kaç şive, kaç ırk, kaç siyaset, kaç ülke, kaç aile? Ben, sen, o, biz, siz, onlar olarak görmek insanları ne demek? Biz olmak sözde ama bizden misin diye sormak başka birine bir yandan bütün olmak istermiş gibi gözüküp diğer yandan parçalamak değil de ne? Gestalt yaklaşıma göre bütün parçaların toplamından daha farklı ve anlamlıdır. Biz insanlar aynılaştırmaya ve parçalamaya çalışırken her şeyi ve herkesi.. O kadar anlamsız ki dünya oysa. "Toplandıkça dağılıyoruz, toplanmayalım" derken Asaf boşuna demedi bunu zira biz toplandıkça dağıtıyoruz, beceremiyoruz üstelik dağıttıkça da dağılıyor, eksiliyor, azalıyoruz. Asaf zıttıyla açıkladı "şey" leri. Siyahı bilen ona odaklanan birine siyah, beyazı bilene beyazı anlatmanın aksine. En anlamlı şeyi yaptı o. Daha çok bakmanın daha çok görmek olmadığını, bilmenin bilmemekten daha ağır olduğunu hatırlatmak istedi belki bizlere. Yaşamda yapılan, yaşamı yapılan yaşamları anlattı mesela. Bir sorunun cevabından daha önemli şeyler olduğundan, sevmekten, sevilmekten, insani korkulardan, yalnızlıktan, ölmekten bahsetti. Dünyadaki düzensizliklerden, insanların yaptığı yanlışlardan da. Yanlış kime göre neye göre yanlış ya da doğru? Kohlberg'in evrensel ahlak ilkesi aşamasına gelmiş insanlar için örneğin, doğru ve yanlış duruma göre değişebilir en mühim şey insan hayatıdır. Böyle bir şey söz konusu olduğunda yasaların doğrusu bile değişebilir onlar için zira onlar kendi yasalarını kendileri oluştururlar. Asaf bir kişi daha arıyordu, son bir kişi daha, karanlıklar içinde bir ışık gibi yanacak, BEN varım diye avaz avaz bağıracak kötülük karşısında susmayıp onu önleyecek birini daha. Sen var mısın sahi? Avaz avaz bağırabilecek o kişi? Bir kadın öldürülürken, sokak ortasında çaresiz bir kadın dövülürken, bir çocuk istismar edilirken, engeli olan birine insanlık tarafından yapılan daha büyük engeller varken, bir hayvana zarar verilirken, yaşlı bir insan saygısızca azarlanırken, ölümcül bir virüs insanları öldürürken bana bir şey olmaz deyip fütursuzca kalabalıklara karışanlar, maske bile takmayanlar varken tüm bunlara şahit olan sen avaz avaz bağırır mısın? Bu kötülükleri yapanlara, yapacaklara. Kendi sesini değil, insanlığın sesini duyurabilir misin, duyurabilir miyiz? Duyurabiliriz sen de gelirsen ve o da ve diğeri... Asaf varım sen varsan demişti. Belki de biz insanların anlayamadığı asıl nokta kendi başına var olabileceğini sanmaktır. Bir yere kadar evet var olabilir tek de insan belki ama ya sonra? Öyle bir an gelir ki yok etmeye başlar o insan hatta buna önce kendinden başlar. Bir insan en çok düşünceleriyle yaşar. O düşüncelerini hayata, insanlığa geçirebilirse işte o zaman gerçekten ölümsüz olur. Ölümsüz olmak değildir, fikirlerin başka zihinlerde yıllar, asırlar sonra bile hala yaşıyor olmasıdır asıl güzel ve müthiş olan. Asaf en yalnızı, yaşamaktan korkanı, ölmekten korkanı, mutluyu, mutsuzu ve daha birçok insanı anlattı bana. Bense size ne Asaf'ı ne de onun bana anlattıklarını anlattım tam olarak. Ben sadece onun yazdıklarının bana çağrıştırdıklarını sizinle paylaşmak istedim. Ama herkes aynı payı almayacak, kiminiz sadece anlamak istediğini, kiminiz kendinde bulduğu bir şeyi, kiminizse hiç bulmadığı o şeyi alacak belki. Hiçbiriniz kendinde olanın fazlasını alamayacak, benim kendimde olandan çoğunu size veremeyeceğim gibi ama azını da vermeyeceğim, verebileceğim kadar çok vereceğim, inanın. Kırılmadık bir şey kalmadı... Belki de şöyle olmalıydı: "Kırmadık bir şey kalmadı." Eşyaysa bu canımız sağolsun varsın kıralım, bir kalpse mümkünse olmasın en azından bilerek ve isteyerek, bir kötülük bir suçsa hemen kıralım, hiç durmayalım.. Yaptığımız kötü bir şeye biri dur diyorsa ama kırılmayalım, o kötülüğü oradan çekip biz alalım... Gerekirse kendimizi kıralım, hatta en çok kendimizi kıralım. Yumurta dıştan kırılırsa bir yaşam son bulur, içten kırılırsa bir yaşam can bulur, biz başka yaşamları lütfen kırmayalım, değişimi başlatacak o içten kırılma anını yaşayalım, yaşamak için kalbimizden geleni yapalım. Durma kır kendini, kötülüklere karşı dur diyememenin nedeni olan dudaklarındaki zinciri en çok da yüreğindekini. Kim taktı onları sana mühim değil. Çek, çıkar at şunları. Bağır sonra bağır avaz avaz benim yaptığım gibi, bu kelimelerin yaptığı gibi...
Kırılmadık Bir Şey Kalmadı
Kırılmadık Bir Şey KalmadıÖzdemir Asaf · Yapı Kredi Yayınları · 20172,079 okunma
··
129 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.