ben öylece sevip kurtçuğunu emziren bir ağacı,
ağzı süt kokan bir incire doldurup bir orman yaratmayı,
ben öylece ağaç doğup insan olmayı,
avuçlarımda ceylan kovalamayı,
tadabilir miyim mesela
karaduta konan ırkçı bir arıdan bal toplamayı?
bütün bunları bırakıp bir kenara,
dikkatimi verebilir miyim hayata?
ben öylece çevirip televizyonun düğmesini,
kendimi bulduğum bir kanaldan,
şebeke suyuna karışarak,
mataralarında şarapla şaşkına döndürdüğüm
savunmasız orduların dilinde
üzüm karargah
nerede akşam orada sabah
öylece indirip mideme bağları,
koparabilir miyim bütün bağlarımı hayattan?