Yıllardır hakkında az buçuk bilgi sahibi olduğum, etrafımda dönüp duran bu kitabı ancak okuma fırsatı bulabildim. Distopyatik eserler arasında belki de en bilinenlerden biridir. Geçen ay Huxley'nin Algı Kapıları: Cennet ve Cehennem kitabını okumuştum. Akış itibariyle beni zorlamıştı. Bu kitap daha topluydu benim için ama kitapta bahsedilen Soma ile ilgili en güzel detayı yine Algı Kapıları vermiş. Bu yüzden Algı Kapıları'na değinmeden geçemeyiz. Huxley'nin sanata karşı çok yoğun bir ilgisi var zira bunu Algı Kapıları'nda verdiği örneklerden de anlayabiliyoruz. Onun kadar bilgi sahibi olmadığım için okurken birçok yerde zorlanmıştım. Keşke Martin Eden'ın da çevirmeni Levent Cinemre bir el atsaymış diye düşünmüştüm. Bir çok yerde dipnota ihtiyacı var o kitabın.. Cesur Yeni Dünya da ise Soma alıp toplu dans eden insanları "Toplu seks poplu seks" okuyoruz. Bununla ilgili rastlantı eseri güzel bir posta denk geldim. Bir tablo. Ayin yapar gibi bir araya gelmiş mutlulukla (?) dans eden insanlar figürü.. Bilinçaltım beni bu sahneyle bağlantı kurmaya itti. Acaba Huxley ondan ilham almış olabilir mi diye düşündüm. Geriye dönüp araştırdım ki Algı Kapıları'nda da bu eser sahibinin -birçok isim var- ismini görüyorum. Matisse.. The Dance isimli eserini 1910'da resmediyor. Kitabımız ise 1932'de çıkıyor. Böylesine sanatla ilgilenen bir yazar için de ilham almış olması muhtemel görünüyor. Cesur Yeni Dünya'yı okurken baştan beni şaşırtacak bir şeyler bekliyordum ama çok doğal bir akış ile ilerledi. Okuduklarımı düşündükçe "Tamam. Ne var bunda ne olmuş?" modunda ilerledim. İşin en ürpertici kısmı da bu zaten. Kitapta bahsettiği dünyaya yakın bir dünya içerisinde yaşıyor olmamız. Başka bir hayrete düşüren kısım ise bu kitabın 1932 yılında yazılmış olması.. Yazarın öngörüsü diyorum ve takdir ediyorum.. Mutlu olmaya şartlandırılarak "üretilen" insanlar, aile, din ve edebiyattan yoksun olarak yaşamlarını (?) sürdürüyorlar. Acı yok düşünmek yok, eğlenmek var mutlu olmak var. İnsan, hayat ağacının bir meyvesi olduğunu unutuyor. Olgunlaşıp bir gün düşeceği yeri unutuyor, unutturuluyor.. Düşünen robotlardan çok düşünen insanlara ihtiyaç var bu açık. Yazarın kaleminden sözleriyle sonlandırıyorum.. "Her şeyin ulaşılabilir olduğu bir dünyada hiçbir şeyin anlamı yoktur."

Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202160,2bin okunma

·

4 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Zeynep Özdemir