Estağfirullah efendim, öncelikle sizinde tabirinizle eleştiriniz için teşekkür ediyorum. Cümleme şöyle başlamak isterim, kullandığım arapça kelimeleri tümcelere uyarlıyormuşum. İlk olarak, onlar kelime değil ismimin baş harfleri. Orada Kullanma sebebim ise (ki bunu sık sık yapmıyorum, iletinin kendime ait olma sebebi) şimdi gelelim asıl mevzuya, arapçaya... Madem güzel vatanımızın tarihine ineceğiz; evet Yunus Emreler, Karacaoğlanlar varken bir öğretmenden ziyade bir insan olarak yaşadığım ve her geçen gün bu topraklarda doğmuş olmanın şükründe olan bir vatandaş olarak, niçin arapça kullanıyorum bunu açıklamak isterim. Şahsıma ait bir fikir size göre uygun da olmayabilir. Osman Gazinin kurduğu Osmanlıdan, Fatihin fethettiği İstanbula kadar, bu topraklar bir çok anıyla dolu... Hal böyleyken Ecdadın bıraktığı eserleri nasıl anlayacağım, ecdadın mezar taşlarını okuyamayan ne yazdığını bilmeyen bir nesil geliyorken üç beş sene sonra ecdadtan bize bırakılan değerleri nasıl anlayacağız. Ülkemizin her köşesi tarihi bir olaya ev sahipliği yaparken ülkesinin tarihini bilmeden yaşamak, bir vatandaş olarak ne kadar doğru. Zira bu toprakları kolay kazanmadık. Fatihinden Süleymanından Abdülhamitine kadar o ruhu, o vatan sevgisini, bıraktığı mirasları, değerleri bugün sırf bir dil için öğrenmezsek yarın bu vatana nasıl sahip çıkacağız. Acizane bir eğitimci olarak ben ülkemi tanımazsam nasıl anlatırım. Gençlerimizi nasıl bir geleceğe götürürüm. Değerlerine vakıf olmayan bir nesil ne kadar bilir elindekinin kıymetini...
Bugün nefes alabiliyorsam, kar kış demeden vatanı için gerek sınırda gerek sahada gerekte masada nöbet tutan gece gündüz demeden ülkesi için çalışan evlatlarımızın, kardeşlerimizin sayesinde değil midir? Onlar ne uğruna uykusuz kalıyorlar... Vatanperverlik duygusunu yaşamayan toplum, tarihte yok olmaya mahkumdur.
Bizim gönül coğrafyamızın sınırları bize çizilenden çok ötede, bizler bu ülkenin vatandaşları olarak ayrımcılık yapmadan, Yunus Emrenin tabiriyle sevgiyle gönüller yaparak gönüller fethetmeliyiz.. Cenabı Hak rahmet eylesin her birilerine. Ülkemizin bekâsı için canını ortaya koyan vatan evlatlarına dua ediyoruz. Son olarak:
Öyle güzel yere değindiniz ki; Yunus Emrenin bir sözü benim acizane insan olarak düsturumdur: Ben gelmedim dava için benim işim sevi için
Dost'un evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim..
Hakiki ilim, gönüllere yerleşen ve hiç bir suretle tebdil ve tağyire uğramayan gönüllere verilendir..
Allahım merhametli, şefkatli, erdemli gençler yetiştirebilmeyi nasip eylesin. İnanıyorum ki, çocuklarımızın toprağında büyüyen çiçekler güzelleştirecek dünyayı...
Kusurumuz olduysa affola naçizane yanıt vermek istedim.