[Öğretmen] Yoklamayı yapmadan önce kalkmış sıraların arasını [koklayarak] dolaşmaya başlamış. … Sonunda kokunun kaynağını bulmuş. “Ne var çantanda senin, aç bakayım” … ekmeği bulunca, masasına geçip bir güzel yemiş… “Al bu parayı karşıki dükkândan istediğini al ye demiş”. Verdiği para ise bugün 20 ekmek alacak kadar demek ki 20 TL değerinde.
Eve gelince annesi sormuş:
“Oğlum ekmekleri yedin mi, beğendin mi?”
“Öğretmenim, ekmekleri koklaya koklaya buldu, aldı ve yedi, bana da para verdi” deyince annesi olayı çözmüş ve duygulanmış.
“Oğlum öğretmeniniz hamile miydi?”
...
Annesi yarın sabah öğretmeni için daha özene bezene çeşit çeşit ekmekler yapmış.
Bu sefer gazete kağıdına değil, daha süslü bir ambalajla öğretmenine göndermiş.
Anne yüreği işte, bu durumu erkek terazisi ile tartmak mümkün değil.