Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

·
Puan vermedi
Bulgaristan Hatırası Bir Marksist Türkolog: İbrahim Tatarlı Ulaş Başar Gezgin Bir varmış bir yokmuş. Ayaklar baş, başlar ayak iken, ezilenler ezenlerin iktidarını şangır şungur sallar iken, sallamakla yetinmeyip iktidara gelir iken, Bulgaristan nam bir coğrafyada Bulgaristan Türkleri diye bir halk yaşarmış. Bunların içinde İbrahim Tatarlı adlı Marksist bir Türkolog yaşar imiş. Evet, gerçekten de o zamanlar, Türkoloji, milliyetçilerin, faşistlerin rüya mesleği olmayıp Marksistlerin sevdiği bir tür görev imiş. Marksistler Türkoloji alanında, hem Marksizmi hem de Türkoloji’yi geliştirmek için nice çalışmalar yapar imişler. İşte onlar içinden önde gelen bilgin, İbrahim Tatarlı imiş. Masal gibi geliyor ama gerçek: Bulgaristan, Sovyetler için de geçerli olduğu gibi, sosyalist dönemde Marksist Türkologlar yetiştiriyordu. Türkçe’nin o dönemler belli başlı en önemli yazın kitapları Bulgaristan’da hem Bulgarca hem Türkçe olarak yayınlanıyordu. Bulgaristan Türkü Marksist Türkologların yayınlarında, Bulgaristan’dan ‘memleketimiz’ diye bahsedildiğini görüyoruz. Bugün birçok Bulgaristan Türkü, özellikle de, daha önce daha iyi koşullarda yaşamış olanlar, ırkçı Bulgarlaştırma kampanyasına kadarki sosyalist Bulgaristan deneyimini mumla arıyor. Böyle yapmakta herhalde haksız sayılmazlar. Artık o günler de, Marksist Türkologlar kadar ulaşılmaz bir Kaf Dağı masalına ait... Halide Edip Bu yazıda, yukarıda bahsettiğimiz Bulgaristan Türkü Marksist Türkolog İbrahim Tatarlı’yı tanıtıyoruz. 1925 Nikopol (Bulgaristan) doğumlu Tatarlı, mesleği ve dünya görüşü gereği Türkiye’deki muhalif yazarlarla yakın ilişkiler geliştirir. Türkçe’de en bilinen kitabı ‘Marksist Açıdan Türk Romanı’dır (1969, Habora). 1970’lerin en önemli sanatsal muhalefet odaklarından biri olan ‘Devrimci Savaşımda Sanat Emeği’ Dergisi’ne 1979’da bir söyleşi verir.[ Sanat Emeği (Kasım 1979). Türkolog İbrahim Tatarlı ile Bir Söyleşi. Devrimci Savaşımda Sanat Emeği 4(21), 5-18. ] Buna göre, Türkiye’ye ilk kez turist olarak 1962’de ayak basmıştır. 1979’da Ankara’da bir kongrede araştırmalarını sunmak üzere tekrar Türkiye’ye gelir. O zamanki araştırma konusu, Halide Edip Adıvar’dır. Adıvar’ın çeşitli dönemlerden geçtiği gerçeğinden hareket eder ve onun bir yapıtında ütopik-sosyalist bir kişilik bulunduğunu saptar. Bu, ‘Handan’ (1912) romanındaki ‘Nazım’dır. Tatarlı’ya göre, Türk yazınına bilinç ve bilinç altı gibi psikanalitik kavramları ilk sokan da Halide Edip’ti. Halit Ziya ve Mehmet Rauf psikolojiden yararlansa da, Tatarlı, psikanaliz için Halide Edip’i işaret ediyor. Sabahattin Ali Tatarlı için Sabahattin Ali’nin özel bir yeri var. Bir kere 950 sayfalık doktora tezini onun yapıtları üstüne yazıyor; en az 10 yılını yalnızca Sabahattin Ali çalışarak geçiriyor. Ayrıca, Sabahattin Ali’nin Bulgaristan’a kaçmaya çalışırken öldürülmüş olması, duygusal bir yakınlık getiriyor. Bunun dışında, Sabahattin Ali’yle Puşkin’i, Dostoyevksiy’i ve Batılı edebiyatçıları karşılaştırdığı incelemeleri bulunuyor. Orhan Kemal ve Yaşar Kemal araştırmalarına ek olarak, şiirde Nazım Hikmet ve Tevfik Fikret üstüne araştırmaları bulunuyor. Türk öyküleri antolojileriyle Bulgar okura Türk öykülerinin tanıtılmasını sağlaması da not edilebilir. Toplumsal Gerçekçi mi Sosyalist Gerçekçi mi? Tatarlı’nın yazınsal sınıflandırmalarında Türkiye’deki ilgili araştırmalarla uyumsuz olan temel bir nokta şu: Türkiye’de ‘toplumcu gerçekçi’ denenlere Tatarlı, belki sosyalist bir ülke yurttaşı olmasının getirdiği rahatlık ve geniş görüşlülükle ‘sosyalist gerçekçi’ diyor. Fakat böyle yaptığında, Türkiye’de kendini sosyalist olarak tanımlamayan yazarları da ‘sosyalist gerçekçi’ olarak kabul ediyor. Ona göre, bir metnin sosyalist olması için illa ki içinde işçilerin yer alması gerekmiyor. Buradan şu çıkarsama da yapılabilir mi acaba?: “Bir yapıtın sosyalist gerçekçi olması için yazarının sosyalist olması gerekmiyor.” Herhalde bu, geçersiz bir önerme olurdu; çünkü sosyalizm bilinç işidir. Tatarlı, ‘Marksist Açıdan Türk Romanı’ adlı kitabında, Yaşar Kemal’in ‘İnce Memed’ini sosyalist bulmuyor; çünkü Memed, ağalığa karşı savaşsa da, sosyalizm gibi bir kurtuluş öngörmemektedir. Oysa bu yapıt, kuşkusuz, toplumcu gerçekçi olarak nitelenir. Bu da, şu soruyu doğurur: “Bir yapıt sosyalist olmasa da, sosyalist gerçekçiliğin bir ürünü olabilir mi?” Bu kavram karmaşasının bir sonucu olarak, Tatarlı, Orhan Veli ve Sait Faik için şöyle diyor: “Orhan Veli, sosyalist gerçekçiliğe yaklaşmış, örneğin “Birdenbire Şiir” gibi. Zamansız ölmüş olmasa, herhalde, Sosyalist gerçekçi olacaktı” (Sanat Emeği, s.16). “S. Faik bence eleştirel gerçekçi bir yazardır. Sosyalist gerçekçiliğe yaklaşmıştır ama o noktada kalmıştır. Örneğin “Semaver” adlı hikayesinde sosyalist öğeler, eğilimler var, fakat dediğim gibi bu noktada kalmaktadır” (Sanat Emeği, s.17). Yukarıdaki açmaza ilişkin bir nokta daha var: Sosyalist ülkeleri konu alan yapıtlar, sosyalist gerçekçi olabilir; ancak sosyalist düzene geçmemiş bir toplumda sosyalizm, yalnızca ulaşılması umulan bir ideal olacaktır; bu da, sosyalist olmayan ülkelerdeki sosyalist yazının gerçekler değil beklentiler üzerinden kurgulanacağını gösterir. Örneğin, Nazım’ın ‘İvan İvanoviç Var mıydı Yok muydu?’ adlı oyunu,[ Bkz. önceki bölüm. ] kendisi Sovyetlerdeyken Sovyetlerde geçer. Bu açıdan, sosyalist gerçekliği yansıtan sosyalist gerçekçi bir yapıttır. Ancak, Nazım’ın Türkiye’de yazdıkları gerçekçi değil, umudunu resmeden bir nitelikte olacaktır. Bu açıdan, sosyalizmi yaşamayan toplumlarda sosyalist yazın, gerçekçilikten çok romantik olacaktır diyebiliriz. Peki ama Orhan Kemal’leri Yaşar Kemal’leri nereye koyacağız? Tatarlı’nın çözümlemelerinde, sosyalist gerçekçilikten önceki aşama olan eleştirel gerçekçiliğe... Türkiye’de sosyalist yazarlar, kapitalizmi ve onun kurumlarını eleştirdikleri yapıtlarında eleştirel gerçekçi olurlar. Ekim Devrimi öncesi Gorki’yi de, kendisi sosyalist olup sosyalistleri anlatıyor olsa da (örneğin, ‘Ana’), eleştirel gerçekçi kalemine yazmamız daha doğru olur; çünkü Gorki anlatıları, henüz yaşanmamış bir düzene ilişkindir.[ Bkz. Genç Gorki’yle ilgili bölüm. ] 2013: Bir Dönemin Sonu Dönelim, Prof.Dr. İbrahim Tatarlı’nın yaşamına: Türk yazını üstüne çok sayıda çalışma yapan araştırmacı, Sovyetlerin dağılmasından sonra Türklerin partisinin (Hak ve Özgürlük Partisi) milletvekillerinden biri olarak Meclis’e giriyor. Irkçı, şoven zihniyetin her zaman karşısında yer alıyor. 2013’te son nefesini veriyor. Sanki Bulgaristan’ın o eski güzel günleri 90’ların başında değil, Tatarlı öldüğünde tarih oluyor... Bize de, onu ve üretkenliğinin doruğuna çıktığı sosyalist Bulgaristan günlerini anımsatmak kalıyor... İlgilisine Kaynak Gorky, M. (1902). Tales from Gorky (çev. R.N. Bain). Londra: Jarrold & Sons (4. baskı). Kaynak: Gezgin, U. B. (2017). Anlatıbilim Açısından Roman, Öykü ve Masal İncelemeleri (2000-2017) [Novel, Story and Fairy Tale Analyses through Narratology]. ANLATIBİLİM AÇISINDAN ROMAN, ÖYKÜ VE MASAL İNCELEMELERİ (2000-2017) Prof.Dr. Ulaş Başar Gezgin Yazında Ezilenler ve Ezilenlerin Yazını 1. Marksist Açıdan Türk Romanı. 2. Sovyet Türkologlarının Gözüyle Türk Yazını. 3. Yaşar Kemal’i Yaşar Kemal Yapan 6 Özellik. 4. ‘Boynu Bükük Öldüler’: İlk Yılmaz Güney Romanı. 5. Yıllar Sonra Yeniden Genç Gorki ve Arabesk. 6. İvan İvanoviç Var mıydı Yok muydu? 7. Bulgaristan Hatırası Bir Marksist Türkolog: İbrahim Tatarlı Sabahattin Ali Yazını 8. Anlatıbilim Açısından Kürk Mantolu Madonna. 9. Merhum Marko Paşa’nın Size Çok Selamı Var. 10. ‘Değirmen’de Sabahattin Ali Öykücülüğü. 11. ‘Kağnı’da Sabahattin Ali Öykücülüğü. 12. ‘Yeni Dünya’da Sabahattin Ali Öykücülüğü. 13. ‘Sırça Köşk’te Sabahattin Ali Öykücülüğü. 14. ‘Ses’te ve ‘Esirler’de Sabahattin Ali Öykücülüğü. Gülmece ve Hiciv Anlatıları 15. Muzaffer İzgü Öykücülüğü: Azrail’den Bir Namussuz’a. 16. Gülmece yazarı olarak Hasan Hüseyin: ‘Made in Turkey’. 17. ‘Bay Düdük’ (1958). 18. Bir Heccav Olarak Ümit Yaşar Oğuzcan. Çokkültürlü Yazın Çokkültürlü Toplum 19. Türk Yazınında ‘Etnik Öteki’ İmgesinin Açımlanmasına Giriş Olarak Hüseyin Rahmi Yazını ve “Yankesiciler” Adlı Öykü. 20. Çokkültürlü Toplum Çokkültürlü Öykü: Sait Faik Öykücülüğünde Ermeni İmgesi. 21. Saroyan Öykücülüğü ve Yetmiş Bin Süryani. Masallar ve Efsaneler 22. Eskimeyen Bir Yazın Evreni: 30 Yıl Sonra Yeniden Behrengi. 23. Ferçler ve Zebler: ‘Binbir Gece Masalları’ Üstüne Bir İçerik Çözümlemesi Denemesi 24. ‘Masalın Aslı’. 25. ‘Vietnam Efsaneleri/ Vietnam Söylenceleri’. 26. Tibet Masalları. Vietnam ve Tayland Yazını 27. ‘Direnme Savaşı’: Direnenlerin Tarafından Vietnam-Amerikan Savaşı. 28. ‘Şafakta Kazandık Zaferi’. 29. Bir Vietnam-Amerikan Savaşı Romanı: Gök Cephesi 30. Siyam Romancılığı Bağlamında Romanda Gerçeklik Sorunu. 31. Siyamlı Romancı Siburapha’nın Yaşamı. 32. Siyamlı Şair Sunthorn Phu’nun 'Phra Abhai Mani' Adlı Yapıtındaki Anlatının Özeti ve Değiniler. Türkiye Yazını, Türkçe Yazın 33. Öykücü Yönüyle Ahmet Cemal’i Anarak. 34. Torik Akını: Az, Öz, Akıcı, Okunası 35. İstanbul Öyküleri. 36. Onyıllar Sonra ‘Vatandaş’ı Yeniden Okumak 37. Ölü Çiçekler Müzesi’nde Gezinti. 38. ‘Uzaklara Mektuplar’. 39. Ali Rıza Arıcan Öykücülüğü 40. Puslu Kentin Mavisi: Modern Çin’den Öyküler. Taylan Kara Yazını 41. Poe’nun Kuzgunu: Derinden ve Uzun... 42. ‘Böyle de Buyurabilirdi Zerdüşt’: Hiççi Bir Başarı Öyküsü. 43.‘Vasatlığa Giriş Dersleri’: Yine de İnsana Dair. 44. Vasat Edebiyatı 101: Mizahla Polemik Arasında. Ütopya Anlatıları 45. Uzaklaşan Ütopya ve Distopyalaşan Dünya. 46. Devrim Öncesi Edebiyatında Ütopya: Kızıl Yıldız (1908) Örneği. İranlı Öykücüler 47. İranlı Öykücüler: Hem Yakın Hem Yakın (1-4). 48. Çağdaş İran Yazınının Öncüsü Sâdık Hidâyet (1-4). Avrupa Yazını 49. Fransız Yazınında Bir ‘Muhalif Yazar Miti’ni Sorgulamak: Marguerite Duras. 50. (Ölüm Yıldönümünde) Jose Saramago’yu Anarak... 51. Bilişsel Bilimlere İlişkin Bir Roman: ‘Düşünce Balonları’ Diğer Yazılar 52. Darüşşafaka ve İmkansız Hayatlar. 53. Endonezya’dan Bir Öykü: ‘Kral, Cadı ve Papaz’. 54. Azerbaycan’dan Bir Öykücü: Anar. 55. ‘En-Dor’a Giden Yol’. 56. İki Çocuk Öyküsü: ‘Başka Karıncalar Diyarı’ ve ‘Yerle Gök Arasında’ 57. Defterde Kalan Borges (1899-1986) Dipçeleri. 58. Latin Amerika’nın Çatık Kaşları: Bir Cehennem Ağacı Olarak Muz Ağacı. 59. Başka Dünyalar Açısından Nobel Yazın Ödülü’ne İlişkin Değiniler. Gezgin Yazını 60. Ulaş Başar Gezgin’le Yeni Romanı Üzerine (Söyleşi). 61. Babasız Bir Roman Kişiliği Yaratmak (Söyleşi).
Handan
HandanHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 20145,3bin okunma
·
101 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.