Bugün sizlere okunması gerekenler listelerinde sıkça gördüğümüz ama aynı zamanda yarım bırakılmasıyla da ün salmış Tutunamayanlar'dan bahsetmek istiyorum. Bu kadar yarım bırakılmasının başlıca sebebi bence akıcı bir romanmış gibi okunmaya başlanması. Maalesef öyle değil, mücadele bekleyen bir eser Kitaptaki gelgitler okumanızı zorlaştırıyor, akışı belli olmayan bir kitap bu yüzden süreklilik kazanmak biraz zor oluyor. Okuma serüveninin bu kısmında kitabı bırakma ya da mücadele edip devam etme ihtimaliniz var, umarım devam etmeyi seçersiniz. Çünkü bu mücadele değen, size hiç düşünmediğiniz hayatları, bakış açılarını gösteren bir kitap. Konusuna "bir dibe vuruş hikayesi" dersek en uygunu olur bence. Adı yüzünden genellikle yoksul ve sokaktaki insanlardan bahsedildiği sanılsa da aslında yüksek eğitimli ve ortalama bir insanın ruhsal çöküşünü, tutunamamasını görüyoruz bu romanda. Yakın arkadaşının(Selim Işık'ın) intihar haberiyle sarsılan ve bu intiharın nedenini anlamak için bir iç yolculuğa çıkan Turgut Özben'in düşünceleriyle başlıyor Tutunamayanlar. Turgut Özben'in bu yolcuğuna eşlik etmek çok ama çok keyifli. Selim Işık karakterini o kadar tanıyorsunuz ki, bir süre sonra kendinizi görüyorsunuz onda. Bu kitabı okumanızı tavsiye ediyorum, ama ciddi bir emek isteyen bir kitap olduğunu belirtmeden de geçemem. Eski Türkçe kelimelere, 100 sayfa süren noktalama işareti kullanılmamış sayfaları(Günseli ve Turgut'un konuştukları kısım) okumaya ve monologlara kendinizi hazırlayın. Bence en önemlisi de benimki de dahil olmak üzere bütün bu inceleme ve yorumları fazla da ciddiye alayın, kitaba önyargı oluşturmayın! Herkesin mücadelesi, sabrı, bilgisi farklı. Bu kitabı okumakla birlikte hem merakınızı giderip hem de kendinizi,en çok da okuma şeklinizi keşfedeceksiniz. Bu yola kesinlikle çıkın

TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,8bin okunma

·

2 görüntüleme

Bu yorum görüntülenemiyor

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Selin Boyacılar