O güne kadar nükleer tepkimelerde sadece nötronlar, elektronlar, helyum çekirdekleri (alfa parçacıkları) gibi küçük parçacıkların ortaya çıkışı gözlemlenmişti; bunların tümü baryum çekirdeğine oranla çok çok küçüktü. Baryumun yan ürün olabilmesi için uranyum çekirdeğinin bölünmesi gerekirdi. Bir dizi fizikçinin yaptığı hesaplamalara göre, bir çekirdeği büyük parçalara bölmek için gereken enerji miktarı olağanüstü büyüktü. Baryumun uranyumun bir nötronla etkileşiminin sonucu olduğunu kabul etmek, bir tavuk yumurtasından dinozor çıkarmaya benzetilebilirdi. Bu tuhaf, beklenmedik ve görünüş itibariyle olanaksızdı. Ancak Meitner, Hahn'ın bir kimyacı ola rak yetisine mevcut fizik kuramına duyduğundan daha büyük bir inanç duymaktaydı ve bu yüzden konuyu bir türlü aklından çıkaramıyordu.