Düşünür dururum etrafta bu kadar şey, hatta aklını kaybettirecek kadar şey olmasına karşın – ki bu arada kaybedecek kadar da olsa aklım yok sanırım - neden ve nasıl her sabah hiçbir şey yokmuşçasına devam ederiz? Acaba diyorum her yerde onun dünyası, bunun diyarı olarak açılan o mekanlarda içtiğimiz kahvelerden mi bu olup bitene karşı olan