Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

250 syf.
10/10 puan verdi
"Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır." (S. Karakoç) Merhabalar sevgili kitap dostlarım. Bugün sizleri hem şahsına, hem de büyülü kalemine hayrân olduğum büyük üstad Hasan Ali Toptaş'ın kâh üzülerek, kâh tebessüm ederek okuduğum ve roman içinde bahsi geçen türküleri dinleyerek rûhen tıka-basa doyduğum ~Kuşlar Yasına Gider~ metniyle tanıştırmak istiyorum. Bir aile düşünün, uzaklara dalıp bakmak kaderi olan bir aile. .. Bir aile reisi düşünün, canı uzak yollar çeken, arada gazele karışıp çekip giden ve günler-aylarca yolu gözlenen. .. Bir anne düşünün, her an kara haber duyacakmışcasına yüreği ağzında yol gözleyen. Ve bir evlat düşünün annesini teselli etmek, harcı âlem laflarla yüreğine su serpmek işini gönüllü üstlenen. .. Bu hazin, aynı zamanda da vefa-sevgi-saygı dolu hikâye, yazar oğulun iç sesiyle başlıyor ve yine iç sesiyle bitiyor. (Yalnız şunu belirtmek isterim ki, "yazar oğul" denilince ilk olarak akla otobiyografik bir roman mı? sorusu geliyor. Bu soruya Hasan Ali Toptaş'ın cevabını aynen yazmakta fayda görüyorum. "Yazarın kendi belirtmediği sürece, hiçbir roman otobiyografik değildir." Üstad da belirtmediğinden, unsurlar taşıyan fakat tamâmı otobiyografik olmayan bir roman diyebilirim.) Dairesel bir döngünün hâkim olduğu romanda, varoluşsal bir ilerleme söz konusu: Hâttâ yaşam-ölüm-çaresizlik-vefa döngüsüyle oğulun yazma edimi iç-içedir de diyebilirim. Hikâyeye gelince, gençliğinde uzun yol şoförlüğüyle gazele karışan romanın baş kahramânı Aziz amca, geçirdiği trafik kazası sonucu bacağının birini kaybeder. Önceleri yatağa mahkûm olmamak adına koltuk değneklerinden güç alarak yürümeye gayret eder: Fakat değnekle yürümek hiç hoşuna gitmediği gibi, onu içten içe de üzer. Beşparmak dağlarına bakan penceresinin camında bazen birisini bekliyor, bazen yürüyemediği için kahrediyor, bazen de sanki zamanın dışında kalan uzak bir yere bakıyor gibi hayâtına devam eder. Daha sonra İyi bir doktor tavsiyesi üzerine protez bacak için Denizli'den Ankara'ya, yazar oğlunun yanına gider. Hem babaya, hem de oğula yol boyu Zaralı Halil, Fatma Türkan Yamacı, Hisarlı Ahmet, Nezahat Bayram, Talip Özkan, Seyit Çevik, Muharrem-Neşet Ertaş, Çekiç Ali, Hacı Taşan, ince Halil, Kazancı Bedih, Erkan Oğur, Seha Okuş gibi ustaların özümüz türküleri eşlik eder; süt-kırı atlar, doru taylar ve Beşparmak dağları arasında, hâtırâların kıyısına köşesine çarparak kulaklarında ve ruhlarında yankılanan ezgilerle günler geçeeer, giderrr: Ta ki o güne kadar. .. Ezcümle: Freud'a meydan okurcasına baba-oğul çatışması değil, baba-oğul sevgisinin, vefânın ve bir offf dememenin sabrı-saygısı-edebi, nârin bir nakış gibi işlenmiş. Metni okurken, üstad ile ruh akrabalığına kesinkes kanâat getirdiğim Nuri Bilge Ceylan ve baba-oğul olmanın yazgısını anlattığı ~Ahlat Ağacı~ filminin tadını aldım. Ve keşke Nuri Bilge Ceylan romanın kapak fotoğrafından öteye gitseydi de beyaz-cama uyarlasaydı diye hayıflandım. Ve îtiraf etmeliyim ki, on birinci bölüme kadar yutkuna yutkuna ertelediğim gözyaşlarıma, on ikinci bölümde hâkim olamadım. Oğulun her telefon açışında ve telefonun ardından her yola çıkışında, ben de görünüp-kaybolanlarla, atlarla ve kuşlarla yasa katıldım. .. #dipçem Geçen kış kendisiyle tanışmak ve iki çift lafın belini kırmak şansı yakalamış biri olarak şunu söyleyebilirim ki, Hasan Ali Toptaş muazzam bir değerdir. Aynı yüzyılda yaşıyor olmak gerçeği beni müthiş heyecanlandırıyor. Bana göre o bir postmodernist/modern, kelime fabrikası, cümle sihirbazı ve dil cambazı; aynı zamanda da büyülü gerçekçilik üstâdı. Aslında onu bir kalıba sığdırmak asla ve kat-a haddim değil: Fakat îtiraf etmeliyim ki, bir Hasan Ali Toptaş hayrânı ve okuru olarak hiçbir metninde aç kalmadım; aksine, tıka-basa doyup kalktım HAT edebiyatı sofrasından. .. Devri ve efsunlu kalemi daim olsun. Ahmet Hamdi Tanpınar, "Anadolunun romanını yazmak isteyenler, ona mutlaka türküler yoluyla gitmelidir" diyerek, bu coğrafya insanının felsefesinin en önemli kaynağı olan türkülere dikkat çekmiştir. Kaderin arka yüzü olan felek, kültürümüzde ve dolayısıyla edebiyatımızda bütün olumsuzlukların nedeni olarak algılanagelmiştir. …Ölümün Allah'ın emri olduğunu bilen insanımız, bunu da feleğe yüklemiştir. Kültürümüzde belâlar gökten ani- den iner, diye bir inanış vardır. Dolayısıyla İlâhi hükümlerin, felek kavramıyla karşılanan yeri üst alemdir. Üstten gelen ise zorlayandır; çare- sizlik karşısında boyun eğdirendir. Alıcı kuşlar da gökyüzünden aniden gelir; zayıf, çaresiz, savunmasız avlarına pençelerini takıp, onları yakalarlar. Bu yırtıcı kuşlardan hemen hiç kurtuluş yoktur. Üstelik bu kuş, kavranması, algılanması mümkün olmayan, sırrına aklın ermediği feleğin kuşudur. Bu kuşun pençeleri de demirdense kurtuluş imkanı hiç yoktur. İşte ölüm/ecel karşısında bütün acziyeti ve çaresizliği ile insanoğlu bir av hükmündedir. Kitapta geçen yerel sözcüklerin Anlamları şöyle: Kesek: Sabanın, belin ya da çapanın topraktan kaldırdığı iri parça. Evlek: Tarlanın, sürmek ve tohum ekmek için saban iziyle bölünen küçük parçalarından her biri. Ağartı: Karanlıkta uzaktan güçlükle seçilebilen, belli belirsiz bir aklık. Yel yepelek: Rüzgar gibi, çabucak Omça: Üzüm asmasının kütüğü. Dastar yarımına benzeyen bez: Kilimi andıran ipten dokunmuş yaygı Hembembe sekmek: Avarelik etmek, boş gezmek Sokurdanmak: Söylenmek, homurdanmak, gönülsüz iş görmek. Dalöğle: Tam öğle vakti Tavsamak: Eski gücünü, hızını yitirmek, tavı geçmek, yavaşlamak, gevşemek. Yedmek: Bir hayvanı ya da bir şeyi bir ipe bağlayıp çekerek arkasında götürmek, yedeğinde götürmek. Göynümek: (insan) yanacak derecede ısınmak.(kumaş için) ateş karşısında kalarak hafifçe sararmak, renk değiştirmek Bürgü: Oyalı Başörtüsü İpil ipil: Pırıl pırıl parıldayarak Yepmek: Sıvazlamak, okşamak Çeki: Baş örtüsü tülbent Hıyallamak: Farkına varmak
Kuşlar Yasına Gider
Kuşlar Yasına GiderHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 201919,7bin okunma
·
73 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.