batılılaşma tenkitinin yanında benim için bir o kadar daha önemli olan tarafı, hayri irdal'ın tüm avrupai meşakketlere bakan bakış açısıdır.
hayatın yokluk ve varlık tarafında billahssa varlığa veya yokluğa değil hayatın kendisine şaşkın bakan bu adam, tüm cemiyet yaşantısının, insanların ekonomik ve sosyal gücü korumaları için yaptıklarının yanında şaşkın olmakla sunulmaz, aynı zamanda tıpkı yokluğa olduğu gibi varlığa da duyduğu kayıtsızlıkla da ele alınır bana göre.
şimdiye yorduğumuzda küçük bir köy denilen dünyanın içerisinde bir olan avrupai hayatımız göze alındığında meselenin özü bence bu romanda -mış gibi yapmak kaidesidir.
çünkü insan ne yaptığından ve yaptığının işlevinden daha çok, sahip olunanın ve yapılanın ne çağrıştırdığı ile ilgilidir.
bugün sosyal medya mecralarında anlamsız ve hatta komik, abest ve görgüsüzce bulduğumuz her şey balo evindeki hayri irdal'dir.