Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Arkadaş mı, Dost mu? 1000K
《 Mevlana'nın Anlattığı Bir Hikâye 》 Bir Babadan Oğluna Ders Niteliğinde Nasihat Arkadaş çevresi hayli kalabalık olan bir genç akşam geç saatte evine gelir, babası salonda oturuyordur ve oğlunu yanına çağırır. - Gel bakalım biraz konuşalım. Genç adam babasının yanına oturup arkadaşları ile yaptıklarını anlatır ve babası şu soruyu sorar; - Senin kaç tane dostun var? - Ohoo yüzlerce. Baba oğluna samimi bir tavır içerisinde; - Bak oğlum bir insanın bir sürü arkadaşı olabilir ama yüzlerce dostu olamaz. Dost dediğin diğer arkadaşlara benzemez. İnsanın hayatı boyunca ancak bir ya da iki tane dostu olabilir. Genç adam böbürlenerek; - 'Saçma!' benim bir sürü dostum var ve hepsi beni sever, her zaman bana yardıma koşacaklarına eminim. - Öyle mi? diye sorar baba ve ekler "O zaman gel seninle bir test yapalım." Genç adam bu test fikrini saçma bularak kabul eder, arkadaşlarının ona yardımcı olacağından emindir. Baba birkaç tane tavuk keser ve bir çuvala doldurur. Çuvaldan kanlar akarken; - Şimdi git bu çuvalı arkadaşlarına götür ve onlara ben büyük bir kabahat işledim, ne yapacağımı bilemedim bana yardım edin ortadan kaldıralım de, bakalım ne kadar dostun varmış. Genç adam fikri saçma bulsa da merak içinde çıkar yola, bir arkadaşının kapısını çalar, arkadaşı elindeki kanlı çuvalı görünce dinlemeden kapıyı kapatır. Diğer arkadaşlarına da haber verir. Bazı kapılar açıldığı gibi yüzüne kapanırken, bazısı hiç açılmaz. Genç adam yüzü yere eğik bir şekilde eve gelir. Olanları olduğu gibi babasına anlatır. Babası, - İşte senin arkadaşlarının dostluğu bu kadar. Şimdi sana bir adres vereceğim, adrese gidip ben filancının oğluyum beni babam gönderdi, ben bir kabahat işledim diyeceksin. Genç adam  gece vakti çuvalı sırtlayıp düşer yola, eve varıp çalar adamın kapısını. Kapı açılır oğlan anlatır derdini. - Ben filancının oğluyum beni babam gönderdi, bir kabahat işledim. Adam ikiletmeden tutar içeri çeker genç adamı, çuvalı açmadan arka bahçeye götürür, önce derin bir kuyu kazar çuvalı gömer daha sonra üzerine sarımsak dikmeye başlar. İşini bitirince genç adama dönüp; - Babana selam söyle, sarımsak tarlasına gözüm gibi bakarım. Genç adam başı önüne eğik evine girer, babasına olanları olduğu gibi anlatır ve ekler; - Sen gerçek bir dosta sahipmişsin, benim dost sandıklarım arkadaş bile değilmiş. Aradan birkaç gün geçer baba dostunun o gün, o saatlerde köy meydanında ki kahvehanede olacağını biliyordur. Oğlunu yanına çağırır; - 1 saat sonra kahvehaneye git, dostum orada olacaktır. Herkesin içinde okkalı bir tokat at, bakalım ne olacak. - Olur mu öyle şey baba, ben senin dostuna nasıl tokat atarım, yakışık alır mı hiç? Baba oğluna sadece "Sen dediğimi yap, gerisine karışma." der. Genç adam kahvehanenin yolunu tutar ve gittiğinde babasının dediği gibi dostu birkaç kişiyle masada oturuyordur. Genç adam babasının dostuna yaklaşıp; - Beni babam gönderdi. Babasının dostu ayağa kalkar "Nedir?" der gibi bakarken genç adam okkalı bir tokat patlatır herkesin içinde, yaptığından pişman olsa da iş işten geçmiştir. Babasının dostu genç adama dönüp; - Söyle babana bir tokata sarımsak tarlasını bozacak değilim. Genç adam o zaman anlamış dostluğun değerini ve babasının "Yüzlerce arkadaşın olacağına bir dostun olsun yeter" derken ne demek istediğini...
·
20 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.