Bu kitabı lütfen yazarın adının öneminin olmadığı bir bağlamda değerlendirin. Tek kazancım sıradan bir okurun zaman kaybetmemesi ve kötü etkilenmemesi. Önsöz düşünülerek yazılmış ve güzeldi. Beklentimi yükseltmişti. Ancak daha sonraları verdiği yüzeysel tavsiyeler(sigara,alkol içmeyin.çok kitap okuyun.Atılgan olun vb.) ve sonrası beklentimi karşılamadı.Zaten verdiği bu tavsiyelerin gerekliliğinde hemen hemen herkes hemfikir. Ancak önlerine çıkan engeller sebebiyle herkes bunları beceremiyor ve kişilerin burada tavsiyeye ihtiyacı var. Birçok gereksiz, yersiz soru var, bu sorulara ayrılacak bölüm daha iyi değerlendirilebilirdi .Örneğin İtalya'da da bir İlber Ortaylı olur muydunuz? Kitapla bu soru çok tutarsız. Çoğu soruda yazarın aklı tarihe gidiyor, tarihe adını yazdırmış büyük isimlerden, olgulardan örnekler veriyor.Tarihe ilgisi olmayan birini bi süre sonra bayıyor(herkesin kitaba uyum sağlayamayacağını oracıkta anlamaya başlıyorsunuz maalesef [ama kitabın adı herkese..]). Bazen Yenal Bilgici çare soruyor yazara. Yazar hiç günümüz şartlarına bakmıyor, geldiğimiz duruma, bugüne uygunluğuna ve ayrıca hiç yenilikçi fikirler değil bunlar. Yazar gerici çareler öneriyor, sanki kimsenin aklına gelmemiş, büyük fikirler gibi anlatıyor hatta. Oysaki bunlar çok yüzeysel, çok naif düşünceler. Örnek olarak eğitim problemine "Tanzimat'ın büyükleri gibi davranmak.İyi okullar kurmak, elit öğretmenler yetiştirmek, nitelikli imtihanlar yapmak" şeklinde çare sunuyor. Bi tek onun aklına gelmedi herhalde. Demek ki burada başka girdiler var, başka problemler var ve çözüm bu kadar basit değil herhalde. Katılmadığım böyle çok gerici fikirleri var. Bir de bu adamın dediğini gözü kapalı benimseyen bir insan topluluğu var. "Ezber ve tekrar öğretimin temelidir" diyor yazar. Tekrar tabii gereklidir ancak ezber asla. Yahu adam bir de argüman olarak "insanlar ta mağara devrinden beri, Mezopotamyalı hocalardan, Aristoteles'in Akademya'sından beri anlayarak değil; ezberleyerek öğrenirler" diyor. E iyide bu ezberi gerekli kılmaz veya en gerekli,uygun yöntemin bu olduğu anlamına da gelmez. Öyleyse yakın zamanın nobelli bilim insanları da anlayarak öğreniyor. Richard Feynman mesela, bir konuyu örneklendiriyor, günlük hayatla arasında bağ kuruyor, adapte ediyor, küçük bir çocuğa anlatacak kadar basitleştiriyor ve böylece o konuya hakim olduğu, o konuyu anladığı kanısına varıyor. Bu gibi insanların yaptığı icraatler asla ezberle olamazdı.Konuyu içselleştirmek gerekir ve onun içinde anlamak. Kitapta kendi bol şanslı hayatından bahsediyor (eğer bir gün böyle bir hayata sahip olursam verdiği tavsiyeleri kullanacağım).Nerelerin görülmesi gerektiği, nelerin dinlenmesi, izlenmesi gerektiği konusunda tavsiyeler veriyor (üst tabakanın parayı ne suretle savurması gerektiği konusunda öneriler .dd) İNSAN YAŞADIĞI ŞEHİRDEN NASIL YARARLANIR? bölümünde çoğunlukla İstanbul'un artı ve eksilerinden bahsediyor.dd Kitabın olamamasında Yenal Bilgici'nin de katkısı var maalesef onu da söyliyeyim. Velhasıl kitapta katıldığım bir kaç yer oldu. Zaten onları da sayfamda paylaştım ancak sırf onlar için de BUKİTAPOKUNMAZ. Kitapla birlikte biliyorum ki herşeyi okumakla, çok görmekle aydın olunmuyor(maalesef böyle bir algı var) ve belli bir yaştan sonra, yaşlanınca fikirler oturuyor ve yeni bir fikre gözlerini kapatıyor insan(kendinize entelektüel dedirtseniz de). Kitap iyi satmış. Üstündeki o büyük İLBER ORTAYLI yazısının ve alttaki küçük yenal bilgici ve söyleşi yazısının etkisinin BÜYÜK olduğunu düşünüyorum. Ben 15 yaşındayım. Kitapla ilgili tek tesellim kitabı satın almayıp annemin temizliğini yaptığı zenginin evinden aşırmış olmamdı (kitabı hiç tereddüt etmeden bu sabah yerine bıraktım içiniz rahat olsun).

Bir Ömür Nasıl Yaşanır?İlber Ortaylı · Kronik Kitap · 202055,4bin okunma

·

3 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Oğuz Ç.