Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Önsözden "Tuileries'den Vincennes'e düşmüş dört bakan için değil de o büyük yollarda karşımıza çıkabilecek hırsızlar, sokakta yanınızdan geçerken yüzüne bakmakta zorlandığınız, konuşmadığınız, kirli dokunuşlarından içgüdüsel olarak kaçındığınız o sefillerden biri için olsaydı, çocukluğu paçavralar içinde, yol kavşaklarında çamurda yalınayak koşarak, kışın rıhtımın kenarında soğuktan titreyerek, akşam yemeğini yediğiniz M. Véfour'un mutfaklarının hava deliğinin önünde ısınarak geçmiş, çöplerin içinde bir parça ekmek arayan ve bulduğunda yemeden önce ekmeğini üzerine silen, bir kuruş bulmak için bir çiviyle bütün gün bir dere yatağını kazıyan, kraliyet şenliği ve Gréve Meydanındaki infazlar gibi bedava gösterilerin dışında eğlencesi olmayan bahtsız insanlardan, açlığın hırsızlığa ve hırsızlığın da diğer şeylere ittiği zavallı insanlardan, on iki yaşında hapishanenin, on sekiz yaşında kürek mahkûmluğunun ve kırk yaşında da idam sehpasının el koyduğu, üvey toplumun yoksun bıraktığı çocuklardan, bir okul veya bir atölyeyle iyi kalpli, ahlaklı, topluma faydalı hale getirebileceğiniz, ama onlarla ne yapacağınızı bilemediğinizden bazen Toulon'un kızıl mahşerine, bazen Clamart'ın dilsiz mezarlığına atarak önce özgürlüklerini sonra da hayatlarını çaldığınız o bahtsız insanlardan biri için, idam cezasının kaldırılması önerinizi bu insanlardan biri için teklif etmiş olsaydınız, ah! o zaman oturumunuz gerçekten saygın, onurlu, yüce, ihtişamlı olurdu." Giyotinden bahsederek: "O iğrenç makine Fransa'dan gidecek, buna inaniyoruz ve Tanrı dilerse, topallayarak gidecek çünkü sağlam darbeler vurmayı görevimiz biliriz. Kendine başka yerde sığınak bulsun. Medenileşen Türkiye'ye değil, onu istemeyecek vahşilere de değil, barbar haklara gitsin. Medeniyet merdiveninin birkaç basamağını daha inip İspanya'ya ya da Rusya'ya gitsin."
·
13 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.