Gülelim mi, ağlayalım mı?
Dikkat!
Bu satırları okumaya başlayıp, bitirdiğiniz an, en az bir kadın şiddet görmüş olacak. Belki de en az bir Kadın cinayete kurban gitmiş olacak.
Kadın...
Herkesin adını andığı ama sadece anmakla kaldığı bir varlık. Kendisi hariç herkesin onlar hakkında söz hakkı sahibi olduğu düşünülen bir varlık. Hatta benim bile bu iletiyi yazarak
··
581 views
İstanbul Sözleşmesi 2009 yılında bir kadının eşini 36 kez şikayet etmesine rağmen devlet tarafından bir şey yapılmayip Avrupa Konseyine taşımasi üzerine oluşur .Ve Türkiye kadını koruyamadigi gerekçesiyle ceza alan ilk ülke olur .. Bu olaydan sonra Türkiye ilk sözleşmeyi imzalayan devlet olur ...Fakat Türkiye sözleşmenin ahlâkî yapımıza uymadığını gerekçe göstererek geri çekilmek ister .. Sözleşme imzalanirken Mecliste 0 ret oyuyla imzalanır .. Şuan sözleşme toplum ahlâkî değerlerine uymuyor diyenler bir zamanlar imzalayanlardi . O zaman sözleşmeyi okumadan mi imzaladiniz ? Tabi ki de hayır ..
Sözleşmeyi kabul etmeme sebeplerinden bir tanesi " kadın göçü " . Ne alaka diyeceksiniz .. Sözleşme de ülke vatandaşı olmayan kadının bile (eğer o ülkede ise ) koruma zorunluluğu vardır . O kadının her türlü ihtiyacı karşılamalidir diye belirtir .. Şuan bu sebepten dolayı birçok ülke geri çekilmek ister.. . Türkiye de göç alan bir ülke yani sebeplerden bir tanesi de bu .. Konuyu detayına inerek yorumlamak en iyisi ,bunu öncelik olarak kadınlar yapmalı tabi !!
Biliyorum ki kabul etmeyen birçok hemcinsim Madde 3 ve madde 4 üzerine yapılan yorumlara bakarak sözleşmeye karşı çıkıyorlar .Dile getirilen maddeler üzerinde durulması sebebi ise İngilizceden Türkçeye yapılan çeviri hatasıdır . Çeviride ki dar anlamdan kaynaklanıyor . ..
Ayrıca anayasanın 10. Maddesi ve 17. Maddesi "Eşitlik ilkesinden" söz etmektedir . Karşı çıkılan LGBTİ' nin de kanun karşısında eşit olduğunu söyler . Sözleşmeyi bir tarafa bırakırsak zaten anayasa destekliyor .. Anasayida okuyun bir zahmet :)
-Din boyutuna gelecek olursam da İslam dini kadına her türlü şekilde destek vermiştir . Dijwar yukarıda belirtmiş .Bende Veda Hutbesinde ki " Sizin kadınlar üzerinde hakkınız ; onlarında sizin üzerinizde hakları vardır " diyerek kadın - erkek eşitliğini destekleyen kısmını ekleyeyim .İslam dini kadını hiçbir zaman alt sınıf olarak görmemiş fakat " ataerkil" birey düşüncesi İslam kadınlar ile ilgili olan birçok sorunu doğurduğunu belirtir .Bu belirtme " akıllı düşünebilme yetisine sahip bir beyini " zaten inandiramaz. İnsan iradeli bir varlıktır . Duyduğuna değilde düşünüp yorumlayabilmeye inanmalidir .
Dine karşı olan bireylerin dine Karşı ilk kullandığı silahı " kadın " oluyor . Kadının üzerinden prim yaparak dini kötüler .. Hani sen "kadın haklarını" savunurdun dine karşı niye ilk " kadını " kullanırsın ? :)
--
Kalbinde -insan sevgisi- olan birey hiçbir insanı ötekileştirmez.İyiye varmak için sorunlara olumlu yönde bakmaya çalışır .
Der ki : " insan yaşamı (kadın /erkek) için yaşanabilir bir hayat dünya için hangi çözüm yolu doğruysa yönelimimiz o yönde olmalı ." Belli bir iktidar mensuplarının sözlerine ya da davranışlarına göre zihinde düşünceler belirlenmemelidir ..
Dediğin gibi " her şey daha iyiye varmak için olmalı" . İncelemen çok açıklayıcı ve başarılı olmuş Dijwar :)
Teşekkür ederim ..
Bilgilendirici yorumun eminim yazıya daha çok şey katmıştır. Ben de teşekkür ederim bunun için. Eline sağlık (:
1 next answer
Teşekkür ederim abisi. (:
1 next answer
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Linç edilmeyi de göze alarak..
Umarım ki Bu "İstanbul sözleşmesi ihanettir" diyen kadınlar o sözleşmeye muhtaç olurlar..
Emeğine sağlık ama iki güne kalmaz kendini dindar"mış" gibi gösterenlerin şikayeti üzerine iletinin kaldırılacağına eminim..
Burada iki tarafa da eleştiri var. Ben de inançlı bir insanım ve kendi içimde güzelde yaşıyorum. Diledikleri kadar eleştirebilirler. Sorun etmem. Tek sorun onlar eleştiriyi kaldırabilecekler mi...
Kadına dair, tabii haklara dair yazılan bir yazının dahi şikayet alıp kaldırılmasından endişe eder haldeyken... Bilmem ki ne denir
Eminim almıştır (: hatta kadınlardan da gelmiştir.
2 next answer
Anlaşılan o ki; Kadınların İstanbul sözleşmesini koruduğu kadar İstanbul sözleşmesi kadınları korumuyor. Çünkü yürürlüğe girdiği günden bu yana kadın cinayetleri yüzde 150 artmış durumda. Ölüm sebebi ve öldürme sebebi istatistik çalışması bilinçli olarak yapılmıyor. Çünkü altında müthiş bir lağım çukurunun çıkacağı aşikar. Çünkü toplumu ayakta tutan ahlak ayağı, maneviyat ayağı, ar damarı ayağı çökmüş durumda..
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.