Bu kitabın konusunu, Unutulmaz Öpücük'ün konusuna benzettiğim için okumaya biraz ön yargılı bir şekilde başladım. Bir kadının, hafızasını kaybetmiş bir adamı kandırmasını ve hayatında biri olup olmadığını bilmeden bu adamla bir şeyler yaşamaya çalışmasını okumak, Unutulmaz Öpücük'te hiç hoşuma gitmemişti zira. Fakat Sensiz Olamam bu noktada Unutulmaz Öpücük'ten daha iyiydi. Mariah en başından beri Adam'ın hayatında biri olabilir diye düşünüp ona göre davrandı. Ayrıca sakladığı sırrın ortaya çıkış şekli de klişeden uzaktı. Öyle olunca bu kısımları okumak keyifliydi. (Bazı mantık hataları vardı ama. Mariah'ın, Adam'a bir sürü soru sorup sonra sen benim kocamsın demesi ve Adam'ın, o zaman niye bu soruları sordun diye sorgulamaması garipti mesela.) Londra'da yaşanan olaylarla ise beğenim katlandı. Hatta bu kitap en sevdiğim tarihi aşk kitaplarından biri olacak herhalde dedim. Fakat sonra ne olduğunu anlamadan, kitap bir anda yokuş aşağı gitmeye başladı. Mariah ve Adam'ın ilişkisi inanılmaz yüzeysel bir hâle geldi. İlişkilerinin girdiği çıkmazda acı çekmelerini bekledim ama karakterler dümdüz tepkiler verdi. Mariah'ın, bir kereden bir şey olmaz mantığıyla aldığı bir karar, ikilinin samimi ve tatlı ilişkisini gözümde sıfırladı. Karakterlerin aileleriyle ilgili sırlar da o kadar apar topar ortaya çıkıp çözümlendi ki inanamadım. Bu noktada gelişigüzel bir kurgu okuyormuş gibi hissetmekten kendimi alamadım. Özellikle finaldeki akşam yemeği sahnesini çok basit ve saçma buldum. Bu kadar iyi bir başlangıç yapmış, ortalarına kadar böylesine güzel ilerlermiş bir kitabın geri kalan kısımlarının bu kadar başarısız olmasına da epey üzüldüm.

Sensiz OlamamMary Jo Putney · Epsilon Yayınları · 201099 okunma

·

479 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.