attilâ ilhan'ın 'tutuklunun günlüğü,' adlı şiir kitabının (iş bankası yayınları) 83'ncü sayfasındaki şiirdir: mahûr.. kitabın 141 ve 142. sayfasında ise (bu da tck'nın 141 ve 142. maddesine denk geldi, şans.. bu maddeleri ise ihsan yüce 'kibar feyzo' filminde eleştirel olarak kullanmıştır, gereksiz bir bilgi olabilir bu, kusura bakmayın) şiirini nasıl yazdığını şu şekilde anlatıyor: "özellikle bu şiirin üzerinde duracağım, nedeni şu: bana öyle geliyor ki, 12 mart sonrası kahrının en belirgin olduğu örnektir; bir sabah ağır ve kıyıcı haberleri radyodan dinlemiş, karşıyaka'dan izmir'e geçmek üzere vapura binmiştim.. deniz bulanık, hırçın ve çalkantılıydı.. gökyüzü simsiyah alçalmıştı.. acı bir yel esiyordu.. şiirin ilk mısralarını içimde duydum.. şiirlerimi, mısraları yüksek sesle tekrarlamadan yazamadığım için, vapurda tenha bir yer aradım.. indikten sonra da, rıhtım boyunca mırıldana mırıldana ilk beşliği tamamladım..."
şiir 6 mayıs 1972 günü idam edilen deniz gezmiş, yusuf aslan ve hüseyin inan için yazılmıştır.. yani ağlaşacak kimsesinin olmadığı için değil de, o kimsesiz bırakılmışlar için ağlarsa, 12 mart döneminde başına gelecekleri bildiği için, şiirinde böyle bir tasarrufa gitmiştir.. bir röportajında bunu dile getiriyordu.. şu an o röportajı bulamadım ve aktaramıyorum.. kısacası, fişli bir şair olan attilâ ilhan, şiirinde bir kelime oyunu yapmıştır.. müjgan'ın bir kadın zannedilmesini istedi, bu doğru; ama, ağlaşacak kimsesinin olmadığı hatalı.. saygılarımla