Bu topluma kin duymaya başladığımda 17 yaşımdaydım, diyor Blanqui ve hayat hikâyesini anlatmaya başlıyor. Marcadet isimli gazeteci, hayatı sırlarla dolu olan Blanquiyi insanlara anlatmak istiyor. İlk başta gazeteciye soğuk davranan Blanqui zamanla merak edilen soruları, siyasi hatıralarını ve ailesini anlatmaya başlıyor. Bugün bile biyografisinin temelini oluşuyor bu mülakat.
Kendini proleteryaya yani emekçi sınıfa adamış bir devrimci. Ömrünün kırk üç yılını hapiste ve sürgünde geçirmiş. Lakabının Tutsak olması pek şaşırtıcı olmasa gerek. Hapisteyken sürekli firar etmenin yollarını arayan ve defalarca başarılı olsa da yine başladığı noktaya geri dönen idealist ve davasına sonuna kadar inanmış. Gününüzde halen önemini koruyan, eylemlerin en önde gelen sloganlarından olan ‘Ne Tanrı Ne Efendi’ cümlesini ilk söyleyen kişi aynı zamanda. Adaletsizliğe karşı, mücadelesinden bir an bile vazgeçmeyen bir eylemci.
Çizimler güzel, hikaye sürükleyici. Güçlü bir biyografi kitabı aynı zamanda.