Merhaba kitapsever arkadaşlar.
Zoka kitabının yorumuyla geldim.
Sencer bir yazar.
Ailesinde çeşitli sebeplerle yitirdiği, ölen insanlar olmuş. Ama bu kayıplar kuşkuludur Sencer'e göre..
Peki Sencer haklı olabilir mi?
Sencer'in dedektif ruhu pısırık yapısına ters çalışır ve bu ölümleri araştımaya başlar.
Altından çıkan gerçekler ailede tam bir bomba etkisi yaratır.
Aile içi iletişim ve sadakat görünmez dağlar ardına saklanmıştır.
Tüm bunları son yazdığı romanında anlatır. Bazı gerçekler birilerini rahatsız eder ve Sencer tehdit notları almaya başlar.
Karısının ekmek almaya gittiği bir sabah ansızın kaçırılması ile yine Sencer'in dedektif ruhu kendini sahalara atar.
Neler olacak acaba?
Yazarımızın dediği gibi her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır. Kendine özgün bir dille anlattığı bu kitabı sevdim.
Kendi ile olan konuşmaları azcık kafa karışıklığına neden olsa da renk katmış.
Kitap başındaki aile kütüğü şeması güzel fikir. Çünkü çok ve karışık katakterler mevcut.
Öncesi "kıskaç" isimli kitabını okusaymışım daha güzel olurmuş diye düşündüm. Çünkü bu kitabın içerisinde geçen bazı şeylerden o kitapta bahsedilmiş.
Bire bir devam niteliğinde midir bilemiyorum? Bağımsız okuyunca da konu anlaşılıyor ve kitabın sonunda devamı geleceği de müjdelenmiş.