Gönderi

“Boo-zaa" diye seslenirken, içinden geçen duyguların evlerde oturanlara geçtiĝinin hem gerçek olduğunu, hem de tatlı bir hayal olduğunu da biliyordu Mevlut. Bu âlemin içine gizlenmiş bir baş- ka alem olduğu ve ancak kendi içine gizlenmiş ikinci kişiyi dışarı çıkarabilirse hayalindeki aleme yûrûye yürûye ve düşüne düşüne ulaşacağı da doğru olabilirdi. Mevlut şimdi bu alemler arasında seçim yapmayı reddediyordu. Resmi görûş de doğruydu, şahsi görüş de; kalbin niyeti de haklıydı, dilin niyeti de. Bu da rek- lamlardan, afişlerden, bakkal vitrinlerine asılmış gazetelerden ve duvarlara yazılmış yazılardan çıkan kelimelerin Mevlut'a yıllardır söylediği şeylerin gerçek olabileceği anlamına geliyordu. Şehir ona kırk yıldır bu işaretleri ve kelimeleri yolluyordu. Mevlut da çocuk- luğunda yaptığı gibi, şehrin kendisine söylediği şeylere bir cevap verme dûrtüsü duyuyordu içinde. Şimdi konuşma sırası kendisine gelmişti sanki. Mevlut şehre ne söylemek isterdi? Mevlut siyasi slogan yazar gibi şehre bildireceği görüşünün ik olması gerektiğini çıkaramadı. Belki de bu, gençliğinde yaptığı gibi duvarlara yazacağı resmi görüşû değil, şahsi görüşü olmalıydı.Ya da her ikisini de doğrulayan en derin şey olmalıydı bu söz. “Boo-zaa”
Sayfa 464Kitabı okudu
·
6 views
Nur Baylar okurunun profil resmi
Duygu yüklü muhteşem bir romandı.Keyifli okumalar:))
E.Şirin Sezgin okurunun profil resmi
Bende çok beğendim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.