Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

672 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
"..sen de herkes gibisin: üstesinden geliyorsun da altından kalkamıyorsun, tıpkı benim gibi" #arkaraftakipokumaları ile ağustos ayında bu eseri okuduk. Grup okumasına uygun bir kitap zira üzerine konuş konuş bitmeyecek kadar güzel bir eser. Tahsin Yücel, 2002 tarihinde yayımlanan Yalan adlı bu eserinde ise romanın toplumumuzda hem yaşamda hem de akademide yer edinmiş olan intihal, aşırma, çalma sorununa bir eleştiri getirmiş ve öyle bir kurgu oluşturmuş ki tıpkı fotoğrafta gördüğünüz gibi bir ikilemde ilerliyoruz. Neler mi oluyor? Yunus bir anda Yusuf oluyor, Yusuf son anda Yunus oluyor. Hadi sen de! En sonunda en akıllı karakter bile kendinden bir tane daha görüyor, benzeri de değil aslında tam ama bu bir yalan mı, kandırmaca mı bilinmez... Her şeyin tesadüfi olduğunu düşünmek en kolayı ya her şey kurmacanın içinde bizim kandırmacamızsa? Kalabalık bir roman, ana karakterlerimiz hariç (Yunus karakterinin norm karakter sayılmasını reddediyorum) her biri norm karakter bence. Kitap gayet akıcı, kolaylıkla okunur, merak uyandırıcı, eğlenceli bir şekilde ilerliyor. Dilini diğer eserlerine rağmen çok sade buldum. Çok büyük bir eleştiri var bu eserde , küçüğünden büyüğüne, imanlısından imansızına herkesin payına düşüyor. Yalan söylemek ve o yalanın içine girip tamamen yalan bir hale gelmek. Yalanla birlikte gerçeği de unutmak... Aslında bu da siyaset, bilim, akademi, toplum, dinler hepsine karşı bayağı düşüncelerin ve yaşamın teşkilatı var. Roman, Yunus karakterinin küçük yaşta "dil mi yazıdan önce, yazı mı dilden önce oluşmuştur?" kuramına kendi yorumunu getirerek önce yaşandı sonra yazıldı diyerek kekemelik gibi imgelerle dilbilim, göstergebilim açıklamalarıyla başlayıp Yusuf karakterinin bu savı devam ettirmesiyle başlıyor. Yusuf Aksu karakterinin, Yunus karakterinin kuramını hiç belli etmeden üzerine almış olduğu gibi akademinin gelişemiyor oluşuna istinaden güzel bir vurgu yapmış. Karakterlerin yardımıyla, ki Budala adlı eseri okumasını söyleyerek Beşinci Murat karakteri gibi Yusuf Aksu'ya gerçeği istemesine vesile olacak karakterler, diğer yanda ise Osman Nuri Balcı karakterinin de Rousseau nun "Yalnız Gezerin düşleri" eseri gibi yaşamı alaya almasını isteyerek kuramının yanlış olmadığını düşünmesini sağlamaya çalışması ile Yalan a olan ihtiyacın iki kutbunu gösteriyor. Yusuf Aksu Bayram Beyaz sayesinde toplumsallaşıyor, kadınlara ve yaşama Cemile sayesinde ilgi duymaya başlıyor böylece fikirlerimizde çevrenin rolünü görüyoruz. Karakterlerin yardımıyla bilinçlenme sürecine giren Yusuf Aksu ile yazar bize toplumumuzda her zaman bir diğerinin peşinden giden, saltanat misali inançlara sahip olan her türlü dini, siyasi ve hatta akademi görüşleri kimi zaman görgüleri hatta, insanların yalanına dikkat çekmeye çalışmıştır. Olmak ve sahip olmak fiilleri dillerin yapı taşıdır bu eserde de bu iki fiilin ayrımına varıyoruz belki de... "Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol" diyen Mevlana geliyor aklıma bu eseri düşününce ikisini de yapamayınca ne hale geldiğimizi görse ne derdi kendisi acaba? Kitapta Yunus karakteriyle de aklımıza Yunus Emre geliyor : "İlim ilim bilmektir İlim kendin bilmektir Sen kendini bilmezsin Ya nice okumaktır" Daha güzel kitaplarda görüşmek dileğiyle
Yalan
YalanTahsin Yücel · Can Yayınları · 2018615 okunma
·
84 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.