Gönderi

272 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Her türlü şehvet çağrışımının köreltildiği, bir iltifatın bile cezalandırıldığı ve hatta İncil'e kadar tüm kitaplardaki şehvetle ilgili ve şehveti hatırlatıcı tüm bölümlerin sansürlenerek yeniden basıldığı Victoria Dönemi'nin katı ahlâk anlayışınca İrlandalı dâhi yazar Oscar Wilde(1854-1900), hemcinsine duyduğu hisler nedeniyle suçlandı. Ayrıca "değersiz ve ahlâka aykırı" olarak nitelendirilen, –Wilde bu yargıya kitabında şöyle cevap vermiştir: "İnsanların ahlaksız diye nitelediği kitaplar insanları kendi ahlaksızlıklarıyla yüzleştiren kitaplardır."– benim görüşümle de ahlâksız olarak niteledikleri için değersiz gördükleri, yazdığı tek romanı olan Dorian Gray'in Portresi, yargılanma sürecinde bir delil olarak kullanıldı ve iki yıl ağırlaştırılmış kürek cezasına çarptırılıp beraat ettirildikten üç yıl sonra bozulan sağlığı nedeniyle Paris'e göç edip kaldığı ucuz otel odasının duvar kâğıdına "Birimiz gitmeli" yazarak yoksulluk içinde intihar etti. Wilde, 21.yüzyılı görebilseydi "Yaşamak bir hata!" gibisinden bir şeyler yazardı herhalde o rutubetli odasının sararmış duvar kâğıdına. Böyle düşünmemin bir nedeni var elbette. Bence sanatçı dediklerimiz çoğunluğun göremediğini gören ve gösteren, duyamadığını duyan ve dinleten, tadamadığını tadan ve tattıran, koklayamadığını koklayan ve koklatan, hissedemediğini hisseden ve hissettiren, anlayamadığını anlayan ve anlatan, kimi zaman da aynı dili konuşandır. Her sanatçı başka bir sanatçı yaratır verdiği ilhamla. Fakat bu yüzyılda görülmeye, duyulmaya tadılmaya, koklanmaya, hissedilmeye, anlanmaya ve aynı dilden konuşmaya değer pek az şey var. 21.yüzyıl sanatçıların kâbusu olmalı. Bu yüzyılda sanatçı öfkelidir. Sanatçı, güzellik ve çirkinlikten beslenirdi fakat artık güzellik ihtiyacından mahrum kaldı; açlıktan hırçınlaştı; çirkinlikle tıka basa doldu; gelişen teknolojiyle hayatımızı kolaylaştıran, deneyimden yoksun bırakan her yenilikle kirlendi. Bu yüzyılda tasvir edebileceğim en güzel şey şöyle olurdu herhalde: Sineklikle örtülü pencere, bir tuval üzerine cansız renklerle resmedilmiş bir manzarayı andırıyordu. Estetizm, sanattaki estetik değerlerin ve güzelliğin, toplumsal ve politik mesajlardan daha değerli olduğunu savunan akımdır ve Oscar Wilde, estetizm hareketinin Britanya'daki öncülerindendir. 20.yüzyılda öldüğünden dolayı arkasından ağlanan estetik değerler ve güzellik, bu yüzyılda hatırlanmıyor bile. Bundan olsa gerek sanatçı, toplumsal ve politik mesajlara sığındı. Sanatçının amacı artık göremediğimizi göstermek falan değil, hipnotize etmek; politikada, ekonomide, sağlıkta, eğlencede, eğitimde... Roman hakkındaki incelememe geçmeden evvel son olarak Wilde'ın mahkûmiyet sürecine dair birkaç cümle daha kuracağım. Wilde'ın mahkûm edildiği yer, idam mahkûmlarına özel yapılmış Reading Hapishanesi. İdam mahkûmlarının arasında kürek cezasına çarptırılan Wilde'ı bu duruma sokan, Kraliçe Victoria'nın tahtından indirilme korkusudur. Aksi takdirde Wilde'ı küreğe mahkûm etmek yerine, onu idam ederdi. Bu cezanın gerekçesi bir şehvetten de öte, bir ifşaydı; yazar yazdıklarıyla muhafazakâr devletin ikiyüzlü ahlâk anlayışını ve kibirli kraliçenin ahenksiz yönetimini ince alaycılığıyla iğneleyerek gözler önüne seriyordu. Tüm kraliyetin tepkisini topladı. Baskılanan halk aydınlatılmaktan memnundu fakat kraliçe, itibarının ve mertebesinin zedelenmesini kaldıramıyordu. Kraliçe Wilde'ı idam etseydi, şöhret ve servet sahibi yazarın değerini düşürmek yerine kendininkini düşürürdü. Onun itibarını ve servetini elinden alması için kürek mahkûmiyetiyle aşağılaması gerekiyordu ve yaptı da. Fakat bir sanatçı fizyolojik ömrüyle değil, arkasında bıraktıklarıyla yaşar Sayın Kraliçe. Sanatçı, hatırlanan son eseri unutulana kadar yaşamaya devam eder. Ayrıca bir insan arkasında bıraktığı kötülüklerle de yaşamaya devam eder; Kraliçe Victoria gibi. Maalesef bir iyiliğin hatırası, kötülüğünkinden daha uçucu. Wilde unutulsa bile Victoria kolay kolay unutulamayacaktır. Artık söz konusu şaheserden bahsetmenin vakti geldi; Dorian Gray'in Portresi(1890). Bir kitap incelemesinde inceleyen kişi kitabın içeriğinden değil de, içeriğinin üzerinde bıraktığı etkiden bahsediyorsa, kitabın ne denli özgün bir konuya sahip olmasındandır. Bir kitabın içeriğinden ne kadar az bahsediliyorsa, o kadar çok özgün bir konuya sahiptir. Fakat ufak bir nükteyle bahsedebilirim: Bu kitabı okumadığınız her dakika, kitaba geç kalıyorsunuz; ne kadar geç kalırsanız, o kadar çok yaşlanacaksınız. Bir diğer cezbedici nokta ise anlatım dili. Anladım ki kimse herhangi naçiz bir unsuru bile estetizmi benimsemiş bir sanatçı kadar iyi algılayamaz. Oscar Wilde 46 yıl yaşamış olsa da birkaç yüzyıl görmüş geçirmişçesine hayatın hiçbir ayrıntısı gözünden kaçmamış. Ayrıca hayranlık duyacağınız bir ince alaycılığa sahip. Bu alaycılığın farkına, okuduğunuz sözde cümlelerin ardından duraklayıp gülümsemelerinizden anlayabilirsiniz. Dahice oluşturulmuş cümleler... 130 yıl önce yayımlanmış olan bu roman, şu an yaşadığımız çağdan da öte ahlâk anlayışlarını sayfalarında barındırıyor. Hayata bakış açınızı değiştiren, değiştirmese de uzun süre sorgulatan düşünceler içeriyor. Ayrıca kitapta kadınlar hakkında doğruluk ihtimâli taşıyan ve pek hoş olmayan düşünceler de var. Bu doğruluk ihtimâli de düşünceleri, kitabın yazıldığı döneme uygun sorgulamaktan kaynaklanıyor. Eski bir kitabı okurken yapılan en büyük hata, yazıldığı dönemle özdeşleşmemektir. Bir diğer büyük hata ise bir kitapta geçen hoşa gitmeyen sözlerin, yazarın kendi düşünceleri olduğunu düşünmektir. Bu da bir ihtimâldir ama bu sözlerin yazarın kitabında yer vermek istediği nahoş bir karaktere de ait olabilme ihtimâli vardır. Kitaplardaki fazla iddialı cümleler önyargınızı tetiklemesin. Ayrıca Wilde, kitabında yer verdiği karakterler için şöyle söylemiştir: "Basil Hallward ben sandığım kişidir, Lord Henry dünyanın ben sandığı kişidir; Dorian ise benim olmak istediğim kişidir, belki başka bir çağda..." Son olarak yazarın bizzat yazdığı ön sözü hakkında şunu söyleyebilirim: Hem aydınlatıyor hem de soru işaretleri bırakıyor ardında. Yani bariz bir dünyada cevapları bize sunar bir nitelik taşıyor.
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202374,1bin okunma
·
28 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.