Dert ne ki?
Yokluk öyle zorluyor ki psikolojimi
Ve sanki bir taze ekmeğim hemen bayatlayacakmış gibi
Hürriyetimi sanki paslı zindanlara attılar da
İşte öyle felaket bir âşığım ki kahve kokan gözlere
Acizim, çaresizim, bitkinim kahverengi derdime
Dert ne ki?
Yokluk öyle zorluyor ki beynimi
Âşkı ayrı dert yokluğu ayrı bir sarhoşluk
Bu eften püften yaşantı ne ki?
Cami avlusuna terkedildi sanki tozpembe hayatım
Felâket âşığım da suskunluğum yırttı boğazını
Dert ne ki?
Açım âşk denen devaya ama aşım yok
Mecnunum deli divane, kavrulurcasına, Leylam yok
Dağ delmekten toz duman olduysa da girmedi kalbe duman
Öyle bıkmışım ki olup olmadık şeyden
Beynimin en köşesinde hacı amca sigara tüttürüyor
Dert ne ki?
Zaten üç kuruşluk nefesle yaşarken
Olup olmamanın sonu neye çıkar saçma sapan bir olasılık
Hep bir ümitle, hep bir umut; durduk yere
Durduk yere sanki kapı açılacak ve karnım ağrıyana kadar mutluluk
Bu millet nasıl mutlu, mesut oluyor?
Dert ne ki?
İyice aptallaştım düşün babam düşün
Kulağı, beyni bir güzel hoş eder yarin sesinin akla düşmesi
Kimin ne derdi var, benim ne derdim var...
Manyaklaştım, manyaklaşıyorum e zaten manyağım
Şu çay hatra düşürmese zaten...
Dert ne ki?
Ha dünyaya mahçup olmuş bir sokak köpeği
Ha kırılmayacağını bile bile karganın cevizle itleşmesi
Bir ıslık çalsa uğursuzluk olacak diye korkan çocuğun duygusuyla
Beynimden çıkmayıp ömrüm olmayan kısmetin hayaliyle
Ya işte anla halimi üstad
Dert ne ki?
Onca arlanmaz, utanmaz yavşağın kalabalığından sıyrılıp gelmek
Selam verdiğim dağların pezevenk olması
Her bir kadının gözyaşlarında aklımın kaçması
Yedi ceddim peygamber olsun ben seyit; yolum, yokuşum kara duman
Allah tümünün bin bir belasını versin...
Dert ne ki?
Bunca kafam allak bullakken yerince de halsizim
Soytarının sigarasında hallenen belki bir öfkeyim
Kafam dağılsın diye me kadar uğraşsam da bi'çareyim
Beynim öyle ağrıyor ki a dost...
Sevgili açsa kapımı "herhalde Azrail yarin güzelliğine büründü diyeceğim
Dert ne ki?
Kara toprak hastalık verdi şahsıma
Ulan sanki güllük gülüstanlık bostanın bahçesi
Bir giremedik kahverengi gözlerin heyatına
Ulan sanki güllük gülüstanlık hasretin ömrü
Ya işte anla halimi üstad...
Aykut Barış Çelik