Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

198 syf.
·
Puan vermedi
·
31 saatte okudu
Kitap incelemesinden ziyade kendi incelememi yaptım :) İki gün önce kendimi bir kitapçıya attım. Malum bu fırsatı her zaman bulamıyorum. Telefonumu sessize aldım kendisi çok gereksiz çalıp durmaları ile meşhur çünkü. Kendime nefes alacağım bir ortam yaratmak istedim. Sadece ben ve sevdiğim bir şeyler işte. Son birkaç gündür aslında ihtiyacım olanı arıyorum. Yapılacak bir tatil, uzun yürüyüşler, kendine kalmalar ya da en sevdiğim; kalbime, hayatıma yer edinmiş bir iki arkadaşımla vakit geçirmek. Hepsini denedim. Hatta hepsini aynı anda yaptım. Kendimi bulurum sandım." Sandım" dedim çünkü ihtiyaçlarımı doğru belirlediğimi düşündüm. Kitapçıda dolanırken farkettim ki benim çok başka bir dünyaya açılmaya ihtiyacım varmış. ( Bu defa doğru bir tespit yapmışım ki çıktığımda gülümsüyordum :) ) Ne arkadaşlarım ile geçirdiğim tatil, ne hislerimi doğruca yüzüne söylediğim eşim ne de en sevdiğim şarkı hiçbiri işe yaramadı. Hiçbirinde oh be içimdeki boşluk bundan kaynaklanıyormuş diyemedim. Dolayısıyla keyif alamadım. Hayatın tüm alanına yayılan " mutlu olmalıyım " düşüncesi de işe yaramadı yani. Zaten benim de hayattan böyle bir isteğim yok açıkçası. Yaşamanın esas formülünün umut etmek olduğunu biliyorum çünkü. Mutluluk istemek değilde mutlu olacağını umut etmek. Umut ediyorum evet ama sonrasında hayat onu elimden alıyor ben başlıyorum o yıkıyor. Hayata kaç sıfır yenik başladığımı bile bilmiyorum ki ben. Üstelik bu düşüşümün son düşüş olduğundan da emin değilim. O denli mağlup olmak işte. Bu düşünceler ile girdim kitapçıya. Sorgulama yaparken. Hayatımı, olduğum yeri, birlikte olduğum insanı, yaptığım işi hepsini sorgularken kısaca. Birkaç gün önce çok sevdiğim birine bir konuda söz verdim. Bu ona yapacağım bir iyilik değildi ya da kendime yapacağım bir iyilik. Bu tamamen sadeleşmek ya da duygu yoğunluğunun ( öfke ) azalması amacıyla verilmiş bir sözdü. İşe yarar mı bilmiyorum. Verdiğim söz aramızda derin bir boşluk mu yaratır yoksa birbirimizi anlamamıza yardım mı eder hiçbir fikrim yok. Üzerine düşünmeye de mecalim yok galiba. Bu kadar yoğun şeyler yaşamak, hayatın içinde bu kadar koşmak beni bir maratonda gibi hissettiriyor. Sürekli koşmalıyım, yetişmeliyim, dikkatli olmalıyım, kırmamalıyım, telafi etmeliyim. Eee peki ben ? Bu hengâmede ben kimde neredeyim ? Ne kadarım ? O kadar koşup hiç kendime yaklaşmamışım ki ben. Hep yol almışım ama bu yol beni hep kendimden uzaklaştırmış. Kalbimi dinlemeye fırsatım olmamış. Tam zamanını hatırlamıyorum. Bir süre önce beni çok çok üzen bir fotoğraf karesiyle karşılaştım üstelik bu beni üzen, kıran, değersiz hissettiren bir güne ait bir fotoğraf ( emin olmamakla birlikte ) o fotoğraf için bir başka gönderimde mutluluk diledim demiştim. Meğer benim bağırmaya, ağlamaya ihtiyacım varmış. Yapmamıştım çünkü karşımdaki benim kırmaya asla kıyamadığım biri. İki üç gün önce kendime yaptığım kötülüğün bu olduğunu farkettim. Duygularımı bastırmak, ertelemek, görmezden gelmek. Sana yakışan bu değil zırvalığı var ya heh işte tam bunun arkasına sığınmak. O kitapçıda bunu anladım ben. Yanımdakilerin benimle o kitapçıyı dolaşmaya yetecek vakitleri yoktu ama benim orayı saatlerce gezmeye ihtiyacım vardı. Yine bir isteğimi ertelemiş olsaydım attığım her adımı yıkık dökük atacaktım. Ben artık bunu istemiyorum. Ertelemek, bastırmak, yokmuş gibi davranmak. Kırıldığım zaman susmak ya da. Kırılmasın diye alttan almak. Ben de görünmek istiyorum benim de bilinmeye, anlaşılmaya ihtiyacım var. Bir sözüyle çoğu şeyi yapabileceğim bir insanın en ufak bir şey de beni karşısına alması benim iç dünyamı altüst ediyor. Büyük bir duygu karmaşası içinde kalıyorum. İşte tam olarak benim kendimi bulma serüvenim burada başlıyor. Biraz geri çekilerek, insanlardaki yerimi görerek hep bir şeyler veren taraf değilde bir şeyler bekleyen taraf olarak geri çekildiğimde, sustuğumda, gönül almaya ara verdiğimde. Bu demek değil ki gittiğim yollar değişti ya da içimdeki o koca boşluk yok oldu. Elbette bunlar çok yorucu ve zaman alacak şeyler ama en azından kendimi tamamlama açısından güzel bir adım attım. Oh mis gibi gezdim, her kitaba dokundum şiir okumayacağım sözümü de bir kenara bırakıp aldım bu kitabı. Okudum, güldüm, biraz üzüldüm ama istediğim olmuş oldu. Hep doğru şeyler istediğimi savunamam :) Hiç yanlış yapmadım da diyemem ama hep ne hissettiysem onun peşinden gittim. Bazen yaptıklarımın doğru olmadığını bildiğim yollara da saptım. Bazen de yanlış olmasına rağmen doğrunun peşinden gittim. Ama sonuçta hepsi benim hislerimin bir sonucuydu asla pişman değilim orası ayrı. İnsan hissettiği yerde durduğu kadar biliyorum. Durmak mı gerek devam etmek mi onu da zaman gösterecek artık...
Madem
MademEzgican Serim · Mona Kitap · 20184 okunma
·
40 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.