Kafka'nın iki bölümden oluşan Aforizmalar'ı, Ekim 1917 ve Şubat 1920 tarihleri arasında, kısacık ömrünün en buhranlı ve karamsar dönemlerinde kaleme aldığı, iç dünyasındaki seslenişlerin izdüşümleri niteliğinde bir eser.
Yer yer metafizik duygularla, yer yer de maddeci çağrışımlarla içindeki Tanrı'yı arayan bir çocuğun seslerini duyuyoruz yazarın bu kısacık ölümsüz eserinde. Kitapta öyle cümleler var ki, tabiri caizse okuru yerine mıhlayıp, beynine çivi çakar gibi çakıyor sözcükleri.
"Günah, ıstırap, umut ve doğru yol üzerine aforizmalar" olarak adlandırılan kitabın ilk bölümündeki aforizmalar daha çok kısa ve vurucu cümlelerle betimlenirken, "O" (1920 günlüğünden aforizmalar) bölümünde öyküye çalan bir duruş görülüyor.
Yazarın ölümünden sonra notlarını derleyip bir araya getirerek yayımlanmasını sağlayan, arkadaşı ve sırdaşı olan Max Brod'a, günümüz okurları ciddi anlamda çok şey borçlu diyebiliriz.
Kafka'nın rahat okunan ve o derecede rahatsız eden bir yapıtıdır Aforizmalar. Okunmalı ve okutulmalı...