Gönderi

224 syf.
·
Not rated
Ve başlıyorum ...
Uzun zamanıdır Nazan Bekiroğlu okumak istiyordum fakat hangi kitabından başlayacağım konusunda kararsızdım. Yusuf ile Züleyha'dan başlamak nasipmiş. Yazarın çok güzel ve kendine has bir üslubu var okurken hiç yorulmuyorsunuz. Okudukça ordan oraya savruldum. Günümüzde yitip giden değerler üzerinde düşündüm. Mesela üniversite yıllarıma gittim şöyle bir, elimde sallama bir tesbih, tabii tesbih dediğin ağırlığından belli olur. Simsiyah taşları ve üzerinde ki işlemelerle, ağırlığıyla Oltu çok hoşuma gitmişti o zamanlar. Anlatmak istediğimden sapmadan konuya gireyim. O zamanlar sürekli bu tesbihle sabır çeker dururdum. Ezeni ezmek gibi birde gaye edinmiştim. Gördüm ki ezilen günü geldiğinde ezen olabiliyor. Anladım ki insanlar kötü ama kötülük yalnızca onlardan değil biraz da bizim sınavımız bu. Fakat sabretmek gerçekten bu muydu. Sadece sabır dilemek miydi ? Elbette bu değildi. Sabretmek karşınıza çıkan bir sıkıntının, bir bela ve musibetin Allah'tan geldiğini bilmek. Dua etmek namaz kılmak değil miydi. Yusuf kuyuya düştüğünde, zindanlara atıldığında rabbinden başkasına sığındı mı? Rabbinden vaz mı geçti? Peki iffet neydi? O bize unutturulan, filmlerle dalga geçilen iffet. Üç günlük göğe bakmalı aşklarda yitip giden iffet... Dünyanın gelip geçici olduğunu unutmadık mı? Uzadıkça uzar bu yazı, iffet, imtihan, sevgi, gençlik, dua, tövbe, sabır ve daha birçok kelimeyle. Yusuf ile Züleyha...
Yûsuf ile Züleyha
Yûsuf ile ZüleyhaNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202115k okunma
·
44 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.