Gönderi

Enver Bey’in sınıf arkadaşı olan Fahrettin Paşa, şunları anlatır: “1911 kışında İstanbul’da seferberlik şubesindeyim. Rütbem binbaşı. Arkadaşlarım olan hürriyet kahramanları Trablus ve Bingazi’de yerli mücahitlerin başında savaşa devam ediyorlar. Zaman zaman Balkanların durumundan bahsediyorduk. Bir gün yine böyle konuşuyorduk... Aramızdan bazıları, ah şu Enver bir Trablusgarp’tan dönse gelse de aramıza girse, bakın işler nasıl yoluna girer diye söyleniyorlardı..... Manastır lisesinden Harbiye’ye gelen bu on altı yaş sınıf arkadaşım, altı sene aynı dersanede beraber çalışmalarımdaki terbiyeli ve mahcup kurmay genç ile beşinci kısımda ilk karşılaştığımız günü hatırlıyorum. Bir kaşının ortasında bir santimlik bir beyazlık var. Arkadaşlar kendisine latife ederek bu işaretin, gelecekte pek büyük adam olacağına delalet ettiğini söylüyorlar. O da kızarıp bozarıp, Manastır şivesi ile, ‘Alay etmeyin abe kardeşler’ diyor..... Demek ki, Genel Kurmayın genç elemanları, o vakit Trablusgarp çöllerinde uğraşan Enver’in gelip işi almasında istikbal görüyorlardı.”
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.