Bu incelemeyi kitabı okuduktan sonra mı yorumlasak okumadan önce mi yorumlasak , sarımlasak da mı saklasak sarımsaklamasak da mı saklasak :)
Kitabı okumadan yorumlayalım , belki okuduktan sonra da yeniden yorumlarız. Uzun zamandır aklımda olan ve bu aralar okumaya niyetlendiğim bir kitap , incelemeni okuyunca vazgeçer gibi oldum ama sonra eskisinden de fazla istedim okumayı. O kadar çok olumlu yazı yazılmış ki hele de bildiğimiz tanıdığımız üyeler tarafından , biraz şaşkınım açıkçası.
Hikayeye kabaca bakınca , yalnızlık vurgusu ağır basıyor. Buradan yola çıkarak aklıma Yusuf peygamber geldi , acaba yazar özellikle Yusuf ismini seçip yanına da "Kuyu" metaforunu mu yerleştirdi diye. Ailesinden ayrı düşen , kuyuya düşen , başka diyarlara yolu düşen , başka insanların yanına düşen , sürekli düşen bir Yusuf peygambere mi gönderme var diye ?
Senin anlattıklarına bakınca da , beğenenlerin yazdıklarına bakınca da , aklıma insanın doğası geldi , hayvani tarafı , Anayurt Oteli karakteri Zebercet , yalnızlık meselesi , yine Sabahattin Ali'nin her faninin bir gün okuyacağı , benim de 10 sene önce okuduğum meşhur Madonnasının arka kapağındaki " yaşamın uçuculuğu , düzenin sildiği kişilikler , aşkın olanaksızlığı" meselesi.
Daha sağlıklı değerlendirebilmek için kitabı ilk fırsatta okumayı düşünüyorum , 1000K sayfalarına edebiyat odaklı yeni bakış açısı getirdiğin için teşekkür ederim , özlediğimiz açılımlar bunlar eski günlerdeki gibi :)