Gönderi

Futbol Örnektir
Şöyĺe bir düşünelim: Atatürk, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkıntısı içinde genç bir Türkiye kurdu. Osmanlı ümmetçiliği ve Tanzimat Batıcılığı yerine kendine güvenen, başı dik, onurlu bir Cumhuriyet... Bu Cumhuriyet, halkçı, milliyetçi, devrimci bir atılımlar zinciri içinde, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmayı ana erek yaptı. Atatürk, Türk ulusuna, kendisine güvenmesini, inanmasını öğretti. Ya şimdi Atatürkçülüğü dillerden hiç düşürmeyen bizler ne yapıyoruz? Kendimize güvenimiz hemen hemen yok olmuş; güvenceyi hep başkalarında arar olmuşuz. "Milli ve manevi değerler" dedikleri ulusallık, ulusal duygu ve düşünce yerini, yabancı hayranlığına, yabancı sermayeye, yabancı şirketlere ve -futbol örneğinde olduğu gibi- yabancı futbolculara ve çalıştırıcılara bırakmıştır. Yalan mı? Yanlış mı? Bu mudur "milliyetçilik" diye savunulan ve evet her özgürlüğü yok etmek için kullanılan kalkan? Titreyip, gerçekten kendimize dönmemiz gerekir. Günümüzün tek kalıcı devrimi, kendi toplumumuza, kendi insanımıza güven duygusunu aşılayanlarca gerçekleştirilecektir. Son yıllarda hep kendi kalelerimize gol atmayı öğrendik, hem de gol üstüne gol! Ama bir türlü takım halinde ilerlemeyi beceremedik... Söyler misiniz nedendir? (23 Ekim 1984 Salı)
Sayfa 182 - Tekin YayıneviKitabı okudu
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.