Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

400 syf.
4/10 puan verdi
ALACAKARANLIK || SERİ YORUMU
#masaldankitaplik Alacakaranlık serisini duymayan yoktur diye ümit ediyorum. Serinin kitaplarını hep peşi sıra okuduğum için ayrı ayrı yorum girme yerine topluca bir yorum yapmak istedim. Umarım keyifle okursunuz. Ben önce filmlerini izlediğim için neler olacağını biliyordum ama bu okuduğumdan keyif almama engel olmadı kesinlikle. Kitabımız Bella’nın annesinin yeniden evlenmesinin üzerine annesine daha fazla yük olmamak için babasının yanına yani Forks’a taşınmasıyla başlıyor. Bella buraya uyum sağlamaya çalışırken hayli zorlanıyor ancak Edward ile tanıştıktan sonra hayatı tamamiyle değişiyor. Edward’ın vampir, Jacob’un kurt adam olduğunu herkes bildiği için artık spoiler olarak görmüyorum bu yüzden bahsetmekten de çekinmeyeceğim. Edward ile Bella’nın ilişkisini okuyoruz genel olarak. Kitabı nasıl anlatsam bilmiyorum. Benim için biraz hayal kırıklığı olduğunu söylemeliyim. Başlarken inanılmaz heyecanla ve büyük beklentilerle başladığım halde beklentilerimin aşağısında olması kalbimi kırmadı değil. Öncelikle söylemek istediğim Edward’ın Bella’yı sürekli olarak benden korkmuyor musun deyişi ve Bella’nın hayır senden korkmuyorum, beni bırakıp gitmenden korkuyorum tarzı cevapları beni acayip baydı. Hayır yani biraz daha gerçekçi olmak gerekirse Edward’ın vampir olduğunu duyduktan sonra ve onun bazı hallerine şahit olduktan sonra bu kadar sakin kalmak bence mantık dışıydı. Ben Bella karakterini okurken Bella’nın büyük ailevi sorunlar yaşayan ve gördüğü ilk erkekten sevgi bekleyen bir karakter olarak tanıdım. Bella’nın Alice’e olan tavırları da bence şımarıkçaydı. Yazık değil mi Alice yani. Ayrıca 3. kitapta Jacob ve Bella’nın ilişkisi beni inanılmaz sinirlendirdi. Bella’dan o kitapta nefret ettim resmen. Yani okurken Bella’nın nesini seviyor bunlar demekten alamadım kendimi. Rosalie’ye çok hak verdim. Edward’ın da Bella ve Jacob’un ilişkisini kadar doğal karşılaması beni çok şaşırttı. Bence seri filminden daha iyiydi ancak çok da muhteşem bir dörtleme olduğunu söyleyemeyeceğim. Çerezlik niyetine okunabilecek ve okurken keyif alınabilecek bir seri ancak daha fazlası değil. Beni şaşırtan bu kadar çok övgü almış olması ve başyapıt olarak görülmesi. Sebebiyse sanırım kusursuz bir erkek profilinin sıradan bir kıza bu kadar bağlanmış olması. Aşkın önüne hiçbir şeyin geçemeyeceğini ve birbirini seven iki bireyin her ne olursa olsun mutlu olabileceklerini anlatıyordu. Dediğim gibi aşırı büyük beklentilerle başladığım için de hayal kırıklığına uğramış olabilirim. Kitabın çıkışının üzerinden çok fazla yıl geçtiği için ve artık çok daha başarılı vampir romanları olduğu için böyle hissetmiş olabilirim ama benim için bir başyapıt değildi. Belki de biraz daha küçük yaşlara hitap eden bir seriydi bu yüzden de Bella’nın Edward’a olan tavırlarına anlam verememiş olabilirim. Anlam veremediğim bir diğer kısım ise Edward’ın Bela’yı terk ettikten sonra Bella’nın her kötü bir şey yapışında Edward’ı görüyor oluşuydu. Nasıl olduğunu bir türlü anlayamadım, yazar açıkladı mı bilmiyorum ama benim hiç gözüme çarpmadı. Bu kadar olumsuzdan sonra kitabın iyi yönlerinden de bahsetmek istiyorum. Vampir karakterler tamamiyle özgün olmasa da oldukça yüceltilmiş ve farklı yaratıklardı. Alice karakterini aşırı sevdim diyebilirim. İnanılmaz sempatikti. Carlisle ise en sevdiğim karakterlerden bir tanesi. Kitap inanılmaz akıcı ve sürükleyiciydi. İki kitabı bir günde bitirmiş oluşumu başka şekilde anlatamam sanırım. Sayfaların nasıl geçtiğini bilemedim. Her kitabı bitirişimde diğer kitaba başlamak için inanılmaz bir heyecan duydum içimde. Edward ise gerçekten çok güzel oluşturulmuş bir karakterdi. Bella ise ailevi sıkıntıların kişiliğine olan etkilerini net görebildiğimiz depresif bir karakterdi. Kitabın kurgusu bence çok güzeldi. Yani genelde vampir ve insan ilişkileri merak edilen ve severek okunan konulardan. Bence yazar çok güzel bir konu seçmiş. Edward için Bella’nın yanında bulunmak onun için ne kadar zor olsa da sevgi her şeyi başarıyor imajını çok iyi betimlemişti. Ayrıca bazı bölümleri filminden de çok farklıydı. Okurken keyif aldığımı söylemeliyim ancak bir daha okumak isteyeceğim bir seri değil. Sanırım bu kadar konuştuğum yeter. Umarım keyif alarak okumuşsunuzdur. Alacakaranlık serisine bu kadar olumsuz yorum yaptığım için beni eleştirecek olanlarınız varsa lütfen bunların benim şahsi fikirlerim olduğunu ve zevkler ve renklerin tartışılamayacağını göz önünde bulundurarak yorumlarınızı saygı çerçevesi içinde yazın. Burası benim kişisel düşüncelerimi paylaştığım kişisel blog sayfam. Umarım kendimi güzel ifade edebilmişimdir. Şimdilik sizlere veda ediyorum. Kendinize çok iyi bakın arkadaşlar! Puanım: 3/5
Alacakaranlık
AlacakaranlıkStephenie Meyer · Epsilon Yayınları · 201724,3bin okunma
·
25 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.