Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

174 syf.
·
Puan vermedi
·
18 günde okudu
"Ben ezberlenmiş cevapları olanlarla değil, samimi soruları olanlarla konuşmak istiyorum." Hamza,üniversite sınavına hazırlanan bir gencin zihnine yolculuk ettiğimiz ve yaşadığı anlara,aklındaki hikayelere konuk olduğumuz bir düşünce kitabıydı bana kalırsa.Bir gencin gözünden belli gerçekleri görüyor ve üzücü ama doğru sözleri işitiyorduk adeta kulaklarımızda. Hamza 21 yaşında bir genç,ama dertleri olan bir davaya sımsıkı sarılmayı amaçlayan ve bu yolda kendi gibi düşünen insanları arayan,yüzüne vurulanlarla hayal kırıklığı ve umut arasında gidip gelen ve bu sırada da bir sınava hazırlanan bir genç. Kitap pek çok açından benim için yeniydi.Daha önce Hamza gibi bir karakter okumamıştım,belli açılardan benzerlik hissettiğim ancak yine belli açılardan yakınlık duyamadığım bir karakterdi.Belki bunda kitabın üslubu etkili olabilir diye düşünüyorum ancak bu karakterin kişilik tarzı ve iç konuşmaları içerdiğinden doğru bir yargı olur mu bilemiyorum,yine de kitabın benim açımdan eksik yönü buydu diyebilirim.Elbette belli gerçeklerin yüzümüze tokat gibi vuerması gerekiyor anlamamız,gerçek anlamda idrakine varabilmemiz için.Çünkü kimi zaman satırlarca kibar kibar döşediğimiz cümleler bir kulaktan girip ötekinden çıkarken,tek bir net cümle hassasiyetin ne olması gerektiğini tam anlamıyla anlatıp uyuyanları uyandırabiliyor.Yine de dediğim gibi kitaplarda biraz daha ince işlenmiş cümleleri seviyorum sanırım.Hatta kitap boyu Hamza'nın kısımlarından çok onun Ahmet Amca'yla yapacağı sohbetleri bekledim durdum.Ahmet Amca'nın dünyaya bakışını okumak,ondan nasihatleri kendi kulağıma da küpe edebilmek çok güzeldi. Tüm bunların ardında pek çok konu yazarın mizahi anlatımıyla,hikayeler şeklinde eleştirilmişti ve bu kitabın en sevdiğim yanlarından biri.Okurken doğru olanın bu olmadığını biliyorsunuz ama bir yandan da eleştirilen noktaları görebiliyorsunuz,yani eleştirdiği noktaları gizlemeye çalışmamış okuyucunun anlamasını sağlamış. Kitabı okurken kendime ve topluma hatta tüm dünyanın gidişatına öz eleştiri yaptım neredeyse her sayfada.Modern dünyanın gereklilikleri bunlar,kapitalizm işte söylemleri altında nasıl uyutulduğumuzu,İslami bir yaşamı nasıl da görmezden geldiğimizi,nasıl uzaklaştırıldığımızı bir başka pencereden net bir şekilde görmemi sağladı.İşte bu günlük hayat akışımızda aklımıza gelmeyen meselelerin,zorda kaldığımızda yardıma ihtiyaç duyduğumuzda nasıl da birden aklımıza düştüğü,nasıl da menfaate dayalı bir dini yaşayış algısının empoze edildiği.Hem çevremiz hem de kendimiz tarafından.İslama hiç derinden bakmıyor genel işleyişiyle yüzeysel bir şekilde dahil etmeye çalışıyoruz hayatımıza,O zaman ne oluyor İslamın 5 şartını yerine getirmeye çalışırken ahlak gibi,ihlas gibi,ihsan gibi gereklilikler gözümüzün önüne bile gelmiyor.Dinde samimi değiliz.Samimi olmadığımız dinin gerekliliklerini de tam anlamıyla bilmiyor,ne yaptığımızdan haberdar oluyor,ne ettiğimiz duanın bilincine varıyoruz.Tüm bunlar bu davaya sahip çıkmamızı engelliyor ve tüm bu ilgisizliğimizin ve tembelliğimizin ardında modern dünyanın kölesi oluyoruz.Çok acı,çok acı ama bir o kadar gerçek. Kitap işte tüm bu gerçekleri yüzünüze vuran 174 sayfalık bir ders kanımca,okumanızı tavsiye ederim.
Hamza
HamzaÖmer Faruk Dönmez · İzi Yayınları · 20202,821 okunma
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.