Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

8/10 puan verdi
·
Beğendi
Çok beğenmeme rağmen yazarın kişisel ve akademik hayatı kitapta aşktan öne geçtiği için yarısını geçtikten sonra bir bakmışım ki okumayı bırakmışım. 1947’de tanışıp ve birbirlerine aşık oldukları Amerikalı Nelson Algren’e Beauvoir'ın yazdığı mektupları çok sevdim; çünkü çok samimi, çok aşık mektuplar. Maalesef Algren'in ona yazdığı mektuplar kitapta bulunmuyor. Algren ve Beauvoir, büyük aşklarına rağmen kavuşamıyorlar: Sartre’la 21 yaşında tanışan ve ölene kadar yanında ayrılmayan de Beauvoir, kendisinin Sartre’ın tek yakın arkadaşı olduğunu, ona ihtiyacı olduğunu söyler. Ayrıca kendi sesini bulmasında onun çok yardımı olduğunu, ona gönül borcu olduğunu söyler ve Sartre’ın ne zaman ihtiyacı olsa yardımına koşar. O Sartre’dan ve Paris’ten ayrılamayacağı için, Algren de Chikago’dan ayrılamayacağı için (Chicago hakkında kitaplar yazar) birlikte olamazlar. Bir süre sonra ikisi de başkasıyla evlenir, sonradan boşanırlar. Ama Beauvoir parmağında Algren’in ona verdiği yüzükle gömülür. Araştırmacısına, ilgilisine çok yararlı olacak şekilde, dönemin Paris entelektüel hayatıyla ilgili içeriden çok bilgi var. Beauvoir hayatını, çalışmalarını anlatır. Siyaseti, edebiyatı, tiyatroyu ve sinemayı yakından takip eder. Müzik, resim konularından da biraz anlar. Çok içki içer, sabahları yazar akşamları mahzenden mahzene gezer. Aşık olduğu için Algren’den başka kimseyle ilişkiye girmemesi, bir yıl boyunca onu “aldatmamak” için sabretmesi ilgimi çekti. İnsanın içinde bunun, tek eşliliğin ve korunmanın olduğunu gösteriyor. Beauvoir ki evli bir adamla birlikte olmaktan rahatsızlık duymayan, oğlancılığı özgürlük gören bir kişi.
Aşk Mektupları
Aşk MektuplarıSimone de Beauvoir · Gendaş Yayınları · 050 okunma
307 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.