Tarihte ne nasıl oldu ve bizlere nasıl anlatıldı? Neye, niçin inandık? İnanıyoruz? Kendi zamanımızın yakın ve uzak tarihini nasıl algılıyoruz? 2010 yılında yayınlanan Prag Mezarlığı Hitler'in Yahudi soykırımının gerekçesini oluşturduğu iddia edilen Sion Protokolleri'nin ortaya çıkışını anlatıyor demek kitaba haksızlık. Kitap inandığımız tarihi sorgulatır nitelikte. Umberto Eco bu karmaşık hikayeyi çoklu kişilik bozukluğu (Dissociative identity disorder) yaşayan karakterin iki karakteri üzerinden ayrı ayrı anlatıyor. Noter Simon Simonini ve peder Dalla Piccola sırayla bir günlüğe yazıyorlar ve biz olayları bu yazılardan, kendi kendilerine itiraflarından ve konuşmalarından takip ediyoruz. Bu bakımdan ileri bir teknik ve kurguyla yazılmış bir dr jekyll ve mr. Hyde hikayesi var karşımızda. Tek fark bu iki karakter arasında bir bilinç akışı, devamlılık ve diyalog oluşu. Simonini sahte belgeler düzenleyen bir noter, aynı zamanda bir katil ve ajan. 1850’lerden itibaren neredeyse yarım asır boyunca çıkar çatışması yaşadığı insanları kendisi veya başkaları hesabına öldürüyor, bombalı suikastler düzenleterek siyasetin gidişatını etkiliyor. Olay örgüsü gerçeğin bir kurmacası olsa dahi Simonini dışında tüm karakterlerin gerçek olması gerçekliğe bakışımızı zora sokuyor. O dönemde artan azılı Yahudi düşmanlığı kitabın ana ekseni ve halkta yahudilere karşı nefret tohumlarının yukarıdan ekilişini görüyoruz. Dreyfus davası da var kitapta. Kitap kalın ve zor okunuyor; ancak Zola, Proust ve dönemin ünlü gazetecisi Taxis’den tutun Masonlar, Cizvitler, Fransız politikacılar, basın, askeriye, kilise tarafları ve karşıtlarına kadar uzanan olay örgüsü Eco’nun anlatımıyla incelmiş.

Prag MezarlığıUmberto Eco · Doğan Kitap · 2017967 okunma

·

8 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Güldeniz Alp