Ülkemizde olduğu gibi İtalya'da da 1970'li yıllara toplumsal kargaşa, sokak çatışmaları, sol örgütlerin silahlı mücadelesi ve her an gerçekleşebilecek bir devrim beklentisi damga vurmuştur. Kitapta Kızıl Tugaylar adlı devrimci örgütün 20 Mart 1978'deki bir eyleminin 28 yıl sonraki yansımaları, çok heyecanlı bir polisiye olay örgüsüyle işleniyor.
İsminin aksine, okura itici gelebilecek herhangi bir ideolojik propaganda içermiyor. Olay tamamen kayıp bir genci ararken ortaya çıkan şok edici gerçeklerin etrafında gelişiyor. Karşılaştırmak doğru mudur bilemiyorum ama bizde Ahmet Ümit'i severek okuyorsanız (ben öyle yapıyorum) bu kitabın da Ahmet Ümit romanlarından aşağı kalır bir yanı yok, tavsiye ederim.
Not: Yer yer müstehcen sahneler ve argo içerir ama gerçek kitapseverleri çok etkileyeceğini sanmıyorum. İyi okumalar.